Ağrıyan Ağrı
sığlaştı dudaklarım anmayınca ateşimin gerekçesini
tay acemiliğiyle ani çökerken gece kirli suya kahkahalarım susar ama ben gülerim çiçekli bir eylemin soğuk rüzgarı tüner çatılara ekinler yeşermezse yeşiller ekinleşir üzülme saralı sevişmeler aydınlık ormanlar doğurur kalbimizdeki ayrılık otu hazırlanır gelecek asra... gökyüzü somurturken yaz güneşiyle kaldırımlara ayaklarım yeniden keşfeder toprağın kokusunu ölüm korkusu ve yalın aşk okuludur mutsuzluğun irdelenir büyük ve şehvetli kentler dokunmalarla başlarsa kıyasıya aldanmak çamaşırlar açık sarı lodoslara küser şiirlere ince ince çöken huzursuzluk son cinayetidir mutsuzluğun... anılması sade günler kadar güzel kalacaksın aklımda ancak bir anne yüreğinin sezeceği kadar gizli yeni yapılmış evler kadar içinde yaşanılası senin içinde yitendir asıl ölümüm ve anılarımın üzerine kurduğum taraçada göz kenarlarındaki kırışıklıkların şefkatli bir öpücük görmemiş o masum mahzunluğu ağrım ağrıyor ısıtıp ısıtıp içmek istiyorum yalnızlığını... kağan işçen |