gece göklerisaçlarını dolaşan ömür yamaçlarında dudaklarını ıslatır eski bir şarkıyla aklında sürü bulutlar ve gece gökleri/anlarım seyrine doyulmaz duvarda asılı yüzün karanlığın imbiğinden alıyorum suyumu ezberinde sahil kuşlarının ansızın dökümü yağmurun dindiği vakit kendi tarihimin söndüğü zamandır kıyametimde düşlerinde ışıldayan yaşamı görüyorum ahh nasıl sarılır varla yok arası ömrüme bilirim sokaklarında gölgelerin büyük pencerelerinde hep bir fener aydınlatır en derin hayallerini yaralı yolculuğa... böyle geçer günler deniz büyür uykularda rüzgar nereye eserse kollarımda giderim oraya bilirsin rüzgarları severim karanlık oyunları da susuz dilimde ahh nasıl üşürsün duvarların yankısında sesin kimbilir hangi aşkı kucaklar yalnızlığını bölüştüğün sofrada bahar ararsın gül yağmur senin için ağlar uzakta kalan yakınlara gör özlem limanları koşuyor peşinden/ peşinden gökyüzü deniz herşey senin için. |
deniz ve gökyüzü,
usulca döküldü kirpiklerimizden..