Beyoğlu'nda Bir Aşk
Gelenler
Gidiyordu. Hem de bakmadan arkalarına. Geçen ayda geçtiler buradan, Söylenilene göre yıllar önce de. Biraz önce konuştu Yaşlı mı yaşlı bir adam, Kulak verdim sesine, - Gel götüreyim seni buradan Ben sokakta yatan adam, Yoksul olsam da! Doyururum seni Neriman. Seslendiğine baktım bir süre, Fark etmedi gördüğüm korkusunu, Ve onca insan bihaber bundan, Ağır ağır bakmadan ardına yürüdü Neriman, Adam sidik kokuyor ki sorma! Bende olsam durmaz kaçardım yanından. Beyoğlu sokaklarını bilirsin, Dolambaçlı ve yokuştur yolları Eksik olmaz ihtiyarlar Ve morarmış bedenini satanlar. Ben akşam çay’ını yudumlarken Geçti yanımdan onlarca Neriman, Masa kıyılarında göz kırpan ki onlar, Ve kuşkusuz olmasaydılar İkinci çay keyfinden mahrum kalacaktı dudaklar. Biraz önce! Çıkıp geldi yeniden, Yarım kalan türküyü Duymak için Neriman. Yerinden ekmeğiyle kalktı adam, Yüzün de tükenmiş sözlerin burukluğu. Elbisesi gri,ayakları beyaz ve topuksuz Koşmaya başladı Neriman. Yaklaştı ve uzattı başını; Heyecan’dan kalbini tuttu Okşamaya başladı yanaklarını, Elde etmenin mutluluğu ile adam. Yol aldılar gözden uzak duvar diplerine Sokak bitimine gelirken durdu adam, Dönüp baktılar arkalarına, Şaşırdım bu olana, Kuşkusuz şaşıran yalnızca ben, Şu aç kedinin dönüp ardını bakmasına Bir parça ekmeğe kucağa atlamasına. Şimdi uzaklar gözlerden İki sokak ötedeler Açların toplandığı yerde. Bir mandal gibi sallanan bedenlerin, Rüzgar’a yenik düştüğü Düştükleri toprakta filizlenen Ki filizlenen yalnızca bizler, Yoksulluğa rağmen paylaşan Ve ekmeğini bir kediye uzatan, Buna yalnızca sevinen bizler.. Korkumuz yalnızlıktır Yoksa kemirir dişler dudakları, Dudaklar kan içinde ve ıslak, Ve bile bile akıtmışsak toprağa, Erkeklik şanından değildir hani, Nede bir düşmana nispetten Kuşkusuz nefrettendir Musluktaki suyu kesilenler Ve bizler gibi susuz geberenler Onlar bunu iyi bilirler.. Beyoğlu/İstanbul |