terörgarez besleme kafeine eş zamanlı olmaz sancılar güneş kadar sarıcı değil her şey aşırı tabakalardan kaynaklı dış basıncı var nakkaş eşraftı boynuna kutup kutup yanlızlıklarının azın çoğuna tek yandan bir takıntının ağırlığından yüzüme bakan bir inkardan bütün gece ilhamlar aldım. agaç yüreği taşısaydınya dökülmezdin yurdundan vataan vatan!!!! hiçlik bazen sensizdik hep o hep aynı iklim ki gerek yok iç doldurur. dil bazen suya belenir bazen kıvrımları vardır rakının tanıdığımız er kişi en az bi ton adam öldürmüştür tümden gelinirse bu kokan bi gerçektir görmezden gelinir. insan olgun sanıyor kendini, ben insan, oysa olgun, ham sanıyor kendini, belki sen terör mahsulüsün, belki ben asker meyvesi, sen �sktiret doğsun� diye de doğurulmuş olabilirsin, ya ben sanki, adet yerini bulsun diye değil mi ?. bir temizlikçi beyni ile yaşasan bu umarsız hayatı kimine kaç bucak kimine kaç tomruk edersin serpilir baharın kimine? ve o an durup da demez misin patlayan can makinasına .. yeter ! artık anlar olursun, kelimelerimin altındaki anlamı. rahatlıkla anlarsın aslında, azıcık zorlasan teleferik bir duygu değildir iyi bak ilk harflere hiç, kekremsi su yolu eşliğinde dans ettin mi kuzgunlarla beynindeki dizginleri ne yaptın boş harflere baksana... sırılsıklamdı gece bir naho$ çıglık yukseldi ayla beraber tan agardı kan morardı sevişmelerden geliyorum mezarlardan hattuşaş dediğinde hep dudakların kıvrımlar bezedi eteğimin kenarına kendimizi yedik biz. hoşlanmıyorsun galiba karmaşadan fahrenayt ile kevgir gibi baz aldım bir sebepsizlikten birtakım kurlardan haz aldım ben çeyiz düzmem gerekirdi, mantıklı olunursa çözerdi ibrahim ama ya kaprisli ise ismail! küstü bünyemin çiçeklerini sen ve kıvrımlarında yatan yaz kaça kaçtın kaça uçtun ispanyolca? seyrek bir halin oluşmuş, ben metafordan sevdim seni usanmaz gecenin yalnızlığından köpek olsan anlardın kırdınmı kapının kolunu? sonsuzluğun eşiğiyle taşıdın mı telini var mı sopası belleklerinin sardınmı yoksa anılarını kuduzdu yıldızlarının hepsi namussuz bir boşluğa saldım yanımı yıldızlar gibi parıldadı göğün yüzü doğa ve toprağın güneş tadında alazın eş zamanlı tüm türevleri boynunu büktü ansızın veyselin sözü bazı yollar eskir Güzelligin on para etmez sayıştay kararı gibisin, sinsice geliyorsun bazı yanların tümseğe dogru konuçlanmak incir üssüne vatanın karaciğer sancısı kadar sulak bir o kadar topaç yanlısı yurdumun kurgularından vazgeçsene. eski vagonlar trigonometri kadar uzak bana şeyh ül vesselam kırması alyanak omzumda duran karşıdışlerin feci ikilemdir yazın hiç endamın kaçar oldu mu? yazın ne zaman senin. enderun keşfi kadında kalbin topagı erkeğe hazreti ali kılıcı bende ve bir takım sentezleri kadîrde bin defa söyledim betimlemelerini yorgana sürme diye. kaçtı çayımın sekeri bir ara anlatırım nasıl sürtündüğümü yollara arşın nedir? nasıl morarır yollar? fevri midir yollar yoksa ardında yatan noter midir iç çekişlerinin. gaz yağı döküp süpürdüm yollari kaşık daldırsam hazlarına bir takım notaların gelişine dem vurmaktan başka nedir? kısa adımlara dem vuran ışık hüzmeleri sancıdı sokak lambaları eğilirdi saygıdan tanrı olsan kaç yazar çöl gibi yatanların üzerinde gölgelerim tecimsel tüm sanrılarını kusup gittin bahara çiçek bile tohumuna yeşerir, boylu boyunca sereserpe üzülür bavulunda arzuya ait tüm incileri bir çırpıda yedi sansar benzeri küçük adam açıkta kalan yedi adet kurabiye susuz mamullerden tiksinen ben açıklamalarına maruz kalan biriyim, nice tekilgen ikilemlerin bir numarasında böcek var. üşüyen tüm kürtlerin sokak çığlığında yatan ışıkların hakkını savunan ben Bu vatan Türkün! Ne çakalın ne kurdun Her santimi cennet ne varsa bu yurdun İçimde bir öfke ya bitecek bu terör Ya ki kökü kazınacak er geç her kürdün |
Yüreğiniz susmasın.
Saygılarımla...