yağmur
Yeni değil işlerimin ters gitmesi
Bu öylesine sancılarım, Hic yoktan başımın dönmesi Mehtabın uykumu basması Ellerimin sabah sabah tütün kokması Alnımın çizgilerinin nedensiz depreşmesi Sebepsiz şakaklarımdaki ağrılar Yeni değil beyazın böyle can yakması! Ne zaman ağrıyor karnı yerin Ne zaman dönüyor yüzün aydınlığın Ne zaman yağmurun senin Bu sebepsizliğin yeni değil Hiççç yoktanlığın Yeni değil bu öylesineliğin!… Özlemek gibi değil inan Yaşamak ağrısı vardı içimde hep Sensizmi? Belki değil... Başak başak çözülmüs gözlerim Yeni değil sana yanmışlığım! Hala bir arpa boyu yolalmışlığım Ki nerde kiminle sevişmişsem meyer hep seni aldatırmışım Yani şarabıma koşan o yıllar Senin bardağına akıyormuş ya Ki ben artık mayalanmış bir şarap ! Akıp gelmişsem kapına Düşün... belki hep ordaydım Yani öylesine işte Her yol sana varırmış ! Hani kâbe gibi, kîble gibi Tesadüfmü? belki değil Bu gök kubbe bu dem sonbahar Artık yanlızca sonbaharlarda izlerim var Ki bu bıçak acmaz yanlızlığım Ayla güneşin küsmesi Karanlığıma ay ısığı düşmesi, Sebepsizmi? Farzetki herşey senden kalma utanırım ben sana Bir sen yenisin kursağımızda, beynimizde Her sabah besmeleyle başlıyoruz seni sevmeye Yani o kelebek gibi işte, öylesine Sebepsiz, nedensiz... Yani bir kelebeği düşün: bir ağacın dalında Yemek gibi, ekmek gibi, alın teri gibi O kadar doğal, öyle içten kendini vermeler Kelebek sever o yaprağı öylesine Hani her gün yediğinden de değil En güzeli de değil Yolu nedense ordan geçer öylesine Bazen bakmak içindir, bazende bakılmak şimdi bir yıldız kayar geceden Birden döner, sersemler Rûku eder, dem olur Sanki rakının içine düşmüştür Kıble de al çicege sevdalıdır ya Seccadeler serilirken kurbanlık koyunlara atın ölümü hep arpadan olur icgüdümü? kuru sıkı bir hayatmı? Belki değil... O dal ki yanlız bir yaprak ta değil Ama gerisine aklı ermez kelebeğin Yani senin gözlerin gibi Senin ellerin de güzel ama Manasızmı? Belki değil Bu sonbahardaki ayak izlerim Ki kalem kalemtraşa her girdiğinde Yolu kısalır bizim kelebeğin sonbaharların yolumu kesmesi yeni değil Daha kaç son-bahar görürüm bilinmez Ama en son-u senin dalında, gözlerinde Birlikte, canım ! bahara çıkacağız değilmi Gülen gözlerin aklayacak kirimizi Umutsuzmu? Belki değil.. Oysa binlerce kez batmıstır güneş ardımdan Sabah olmadan ne geceler ölmüştür Ama ışığım ! içimin aydınlık yönü ! ! Yani, yaşamın dikenli telleri Batmıştır adamın bir yerlerine işte öyleyse ilk sığınağım sen olsana Oysa girmessin sen gecenin koynuna Gül sunan elde gül kokusu kalırmış Havada kışkırtıcı bir gül kokusu var! Ağzımda sır, dilimden sır Kelebekteki bu yaprak sevdası Onun doğasındandır aslında Ya benimkisi bu hayat Sebepsiz, nedensiz sıradan Yani iste öylesine, |
Yüreğinize sağlık :)