akımbir yanıp bir sönen yalnızlığın ülkesine sürüyorum saatleri şemsiyesini açan anılar el sallıyor gemilere yagmur bende ölüyor toprak ben de oysa gözleri maviydi korkularımın hiçbir zamana sığamayan bütün masalların saçlarına karıştı diye çiçeklerim gökyüzü düştü yüreğimden çatlak bir mazinin bilmecesinde içim ağrılı ayaklar imreniyor hüznün akımına dili kurumuş tohumlar odamda beyaz bir hayalin uykusu satır aralarında boşluğum çığlık gözümün içi gibi karanlık sözler üstelik kurşuna dizilen kuşlar da ürkek kış gecelerinde ışıklı bulutlar üşüyen çıplaklığımı giydiren giysilerimdi yüzüm bir zaman... ısırırken avuçlarımı vakit dalgın ve çaresizdi bir umut çırpıntısıydı uzaklardan gülen tanıdık sesler iflah olmayan sesimin prangası erkenci rüzgarda tutuklu yüzüm ıslak yüzüm ölüme güçlü ki yaşamımı savururken durdu annemin ellerinde ağızsız sıcaklığa bana aşkı anlatma bu yüzden sallandı hücremin duvarları bu yüzden intihar etti çığlığım bu yüzden çiğneyemedi çocukların gülüşü deprem olmuş ince çizgileri gittikçe genişliği kazınan günlerim kımıltısız gövdem öksüz ellerimde bacaklarıma dolanır hadi kopar saçımın telinden aklım başıma dökülsün ak...ak... |
bu yüzden intihar etti çığlığım
bu yüzden çiğneyemedi çocukların gülüşü
deprem olmuş ince çizgileri
gittikçe genişliği kazınan günlerim
kımıltısız gövdem öksüz ellerimde
bacaklarıma dolanır
hadi kopar saçımın telinden
aklım başıma dökülsün
ak...ak...
.......
yavaşça bayalayarak hızlanan bi ritim vardıı ....
aşk gibi...
her bi kelimesi bi digeriyle doğan mısralar..
ne akıcıydı..
ne çok haz aldım okurken? bi bilseniz..
yürekten kutlarım yazan kalemi..
kalemin tükenmesin...
saygılarımla..