Yarım Esrikli Ölüm
Yarım Esrikli Ölüm
sonbaharın saçları öper hüznün ellerini seni sevmekten fırsatım olmadı mutsuzluğa simurgu kıskandıracak denli ateşli yollarda su birikintileri alnına yansıyan bir tutam üşümüşlük düşlerine hapsolmuş bir delikanlı tiryakisidir serçelerle dolgun gözlerinin düşlerimin koğuşlarında kendim f tipi sussam kelepçelenir kederlerim olgun fahişeliğine yıksam duvarlarını düşlerimin istanbul akşamları gibi oynaklaşır edaların dokunmak tenlerine senin tel tel ton ton aşifte bir uygarlğı yaşatmaktır dokunmak sözlerine çağlayanına seslerinin başlamak sevişmeye frigya lidya urartu doğurganlığında anlamak tarihin yordamını afrodit hera demeter kör şiddet güzelliğin bitmez terör kınalı yapıncak şerbetinin tadı dudaklarında damağında bitmez terör içim dışım kesmiş anarşiye sokaklarda idam mangası darağacında son bulmaz esrikliği sankülotların robespier danton proudhon ve amansız eylem pusudaki fişek genç trierli marx kentlerin tarihi gizemi açlık yanmak kavgalara siz (arındım kelimenin tüm hallerinden en yalın halimle seviyorum seni) sunaklarında bendim yem edilen tanrılara zigguratlarında tiranlığının (sonbaharda kuşları düşünmek ölümüdür genç bir şairin) zamanı küçülttüm ve sığdırdım yüzüne çizgilerine mimiklerinin karaladım biyografimi dönüşsüz çıktım her yolculuğa düşündüm kuşların bahara resmettiğini en lirik yanımdır ölüm bir dağı ezberlemek gibi yumukluğunu gözlerinin sonlandıramadığım biçimlerin gibi ağaçlar gölgelerine küs kuşlar göğe buluta yağmur ormanlarda niçin dünün uğultusu acı bohçamda kaybettim bugünü bir seyyahım anlamına fit ayaklarımdan vurdu zaman ben ki adımlarıma küs Kağan İşçen |