BİR ÖLÜMÜN SONU KAÇ GÜN AĞLAMAK KAÇ GÜN GÜLMEK...
Bir ölümün sonu
Kaç gün ağlamak, Kaç gün gülmek. Sus/amadığım sus/madığım dilsiz ve düşsüz kaldığım Yıldızsız gecelerim, güneşsiz mevsimlerim. Şehir yandı kan soluğuna kesti ay denizler kızıla çaldı. Ben ki sus içinde hala ses aramaktayım. Saat üç neresinden kanarsam kanayayım dörde çıkmaz şiirim. Kadehler yarı dolu masamda eski bir resim Hatıraları yakabilecek kadar cesaretim yok oysa. Susmaların dışında bir şey getirmiyor sevmeler… Kimi görsem mil çektiğim iki gözümle dörde varmıyor saat Bu gün bir ölüm doğuracak gece nasıl yaşasam ölmeye. Bir çocuk öyle pervansızca koşuyor ki Tanrım boş ver ölsün. Ki şehvetin çocukları hepsi sevmenin evlatları babasız kaldı. Neresinden vurulursa orasından başlar Âdem Havva’ya dert yanmaya. Patika yollar çıkmaza varır modern asfaltlarda sahipsiz sahip siz cinnetler yatar. Bir ölümün sonu kaç dost kaç aşk kaç beden eder Ölmediysen bilemezsin bence ölmeye değer. Yaşamak tatlı bir şey ki unutma sende yaşamak tadındasın Ki hala bir gül bir kadından daha güzel tat bırakır dilinde. Kokusunu sorma söylemezler bilmeli herkes kendi gülüne bülbül olur. Tanrısal yağmurlar altındadır insan, kanayan gövdesiyle çözülür. Herkesin bir mağlubiyeti var oysa yenilmeyi kim ister. Her saat susar biri sol yanımda ki sızıdan anlarım. Söylesene nedir zafer bir anlık gururdan öte Bu gün bir ölüm doğuracak gece nasıl yaşasam ölmeye. Şimdi ruh yeniden sever mi bedenin elinde vasıfsız bir kul olup biter mi? Yok, bir gece ellerimde susup kalır pencereler önünde. Peki, ölüyor muyum neyim bilmiyorum niçin bu gitmeler. Ki yüzüme en aşina mimiktir hüzün… Bir yetimden düşen yağmurlar ne kadar ıslatır geceyi. Yağmura soyunan gözler ıslanmaz sağanağında acının. İşte hafif meşrep bir kadın daha geçiyor sokaktan. Fiyatını biçsem gecelik senden daha çok sever belki beni. Her aşk bir mecnun doğurmaz diyor şiir her Leyla mecnuna varmaz. Bu şiire Sezar’ın Cleopatra’sı gelse her bir sus da yalnız uyur. Hayyam’ın sarhoş başı şarabı ölmeye içerde bana ağlar son nefes de. Ne vakit bahçemde bülbül ötse kanadını koparasım gelir canice. Zaman belli belirsiz yelkovanın isyanında akrebin inancına gülerken. Lolipop tadında sevmeleri daha iyi anlamaz bir kimse bir çocuktan başka. Bir doğumun son sancısı duyulur bütün bir gecede ağlaya ağlaya. Anladım bir yalan daha peydahlandı baharsız mevsimlere. Delinin odasında bekler hayaller saf saf olmuş kahkahalarla gülerler. Mesela Napolyon Dreyfusa bir kurşun sıkıyor hayali Tolstoy da. Sonra bir savaş oluyor bütün bir Rusya Petro’ya şarap kanıyor. Şaire kimse aldırmaz ama ne çıkar bundan şairleri vurmalı. Bir aşkın bitirilişinde tahta atlar durur meydanda. Bu şehri nasıl terk etsem cebimde üç kuruşluk hayallerim var yalnızca. Bir ses uzağımda bir kadı n ağlıyor hafif den bir adam sigarasında. Yinede sarılıyorlar birbirlerine ne ahmak sevmeler diyorum içimden. Herkesin bir yarası olur gece çöktükçe kızıla çalar çalar kanar. Yoldan geçenler tebessümlerime kanar sanırlar mutluluk var. Ekmek çalan çocuğa dikkat etmeli ki en büyük suçlu o şimdi. Tahta atlarım şahlanın ellerim üzengiye vurulmuş benim rüzgâr kanatlılarım iğdiş edilmiş atlarım. Şiire başlarken şişeye eş koy dayanamazsan onu da açarsın. Her sigarada biraz tükenmek vardır yanmayı bil yeter. Şairin kaleminde kuruyan kan kâğıdın teninde yara açar. Seni severken sensiz ölmeye yatıyorum bakışların neye yarar. Bu nasıl gece bak kana çalıyor karanlığım. İskelete tutuşturulmuş etten ibaretmiş sevdiğim kadınlar. Dokunmaya uzanırken ruhlarına dokunamaz olmuşum ruhuma. Ey Tanrım! Bu nasıl ızdırap bak bir kulun yatıyor ölüm uykusuna… mekânsız 14.05.2011 03.45. |
Herkesin bir mağlubiyeti var oysa yenilmeyi kim ister.
Her saat susar biri sol yanımda ki sızıdan anlarım.
Söylesene nedir zafer bir anlık gururdan öte
Bu gün bir ölüm doğuracak gece nasıl yaşasam ölmeye.
Bir gölge olduğumuzu bile bile yaşama sarılmak varsa da gölgenin bir gün slinip gideceği kesin.çok anlamlı çok güzel düzşündüren dizeler yürekten tebrik ediyorum değerli dost .kaleminiz kavi başarılarınız bitimsiz olsun selam saygımla.