Daikin
Uzanıp
Biçimsiz göğün orta yerine ışıkları saydım Sahipsiz göğüs kafesleri gibi yükselip alçalan günleri bir öteye bir beriye bilmeyerek değil bile isteye vurup öldürdüm... Senin ağzın değmiştir elbet ağızlara ağızlar arasında bir aşk Benim ağzım değmiştir elbet taze süt tepelerine ağızlar arasında aşk Üçüncü sınıf bir yazarın da çiçek açmaya hakkı var elbet renksiz kokusuz sahipsiz zamanlarda. Ben bu şiiri unuttuğum için bırakmadım Ben bu şiire seni sevdiğim için başlamadım Ben bu şiirden önce de sonra da düşüp kalktım Tenim kadınlar koktu Tenim karabasanlar koktu Afakanlar çöktü üstüme bana mısın demedim bana değildin zaten tekrar ettin Tanrılar insanları öldürdü insanlar çocukları öldürdü ve ölüm kırmızı bir lotus gibiydi Venüs’ün bacakları arasında Herkes her şeyi konuşur ve TÜİK ölçmüş sanki bu aşk denen illetin enflasyonunu Üçüncü sınıf bir demokrasi de İkinci sınıf bir diktatörün iki dudağı arasında sıradan bir vatandaş gibi Mülteci duygular ne köy olur ne kasaba doktor sırası beklemiyoruz ki şehirsel hastanelerin doktorsuz koridorlarında alkış tutalım bu kimliksiz tufana . Modern yatak odalarında öpüşüp koklaşıp yazılmış kliması na mevcut şiirler gibi birşey değil yaşamak Üstelik dünyanın klima uzmanı da Daikin gördün mü reklam yerleştirme dâhi aldım şiire iyi yerleştiririm ben aslında şiire sisteme siyasete küle ve düne Ak olan öyle kara öyle kara ki acıyamıyorum ağlayan analara Anası ağladıkça milyonlar götürenleri alkışlayanlara Buda böyle bir anım dır işte ben şiiri unutmadım şiir beni unutmadı tutup koynumda uyutmadım yatırıp altımda ezme dim duvara asıp süzme dim Düşmedim düşürme dim boğazımı temizleyip tükürme dim Canımı sıktı vurdum oda beni vurdu elbet İkinci sınıf bir gazetenin üçüncü sayfa haberinin başlığı gibi otobüs şarampole yuvarlandı Duble yollarımız sağolsun sadece bir avuç şiir öldü birkaç parça kahkaha yaralandı.. |