7
Yorum
41
Beğeni
5,0
Puan
1350
Okunma


Uzanıp
Biçimsiz göğün orta yerine
ışıkları saydım
Sahipsiz göğüs kafesleri gibi yükselip alçalan günleri
bir öteye
bir beriye
bilmeyerek değil
bile isteye vurup öldürdüm...
Senin ağzın değmiştir elbet ağızlara
ağızlar arasında bir aşk
Benim ağzım değmiştir elbet taze süt tepelerine
ağızlar arasında aşk
Üçüncü sınıf bir yazarın da
çiçek açmaya hakkı var elbet
renksiz
kokusuz
sahipsiz zamanlarda.
Ben bu şiiri unuttuğum için bırakmadım
Ben bu şiire seni sevdiğim için başlamadım
Ben bu şiirden
önce de sonra da düşüp kalktım
Tenim kadınlar koktu
Tenim karabasanlar koktu
Afakanlar çöktü üstüme
bana mısın demedim
bana değildin zaten
tekrar ettin
Tanrılar insanları öldürdü
insanlar
çocukları öldürdü
ve ölüm kırmızı bir lotus gibiydi
Venüs’ün bacakları arasında
Herkes her şeyi konuşur
ve
TÜİK ölçmüş sanki bu aşk denen illetin enflasyonunu
Üçüncü sınıf bir demokrasi de
İkinci sınıf bir diktatörün iki dudağı arasında
sıradan bir vatandaş gibi
Mülteci
duygular
ne köy olur
ne kasaba
doktor sırası beklemiyoruz ki
şehirsel hastanelerin
doktorsuz koridorlarında
alkış tutalım
bu kimliksiz tufana .
Modern yatak odalarında öpüşüp koklaşıp
yazılmış
kliması na mevcut şiirler gibi
birşey değil yaşamak
Üstelik dünyanın klima uzmanı da Daikin
gördün mü reklam yerleştirme dâhi aldım şiire
iyi yerleştiririm
ben aslında
şiire
sisteme
siyasete
küle ve düne
Ak
olan öyle kara öyle kara ki
acıyamıyorum
ağlayan analara
Anası ağladıkça milyonlar götürenleri alkışlayanlara
Buda böyle bir anım dır işte
ben şiiri unutmadım
şiir beni unutmadı
tutup koynumda uyutmadım
yatırıp altımda ezme dim
duvara asıp süzme dim
Düşmedim
düşürme dim
boğazımı temizleyip tükürme dim
Canımı sıktı vurdum
oda beni vurdu elbet
İkinci sınıf bir gazetenin
üçüncü sayfa haberinin başlığı gibi
otobüs şarampole yuvarlandı
Duble yollarımız sağolsun sadece
bir avuç şiir öldü
birkaç parça kahkaha yaralandı..
5.0
100% (22)