Bir insana iki türlü bilgi nasip olur : biri, başkaları tarafından verilen, diğeri ve en önemlisi ise, kendi kendine kazanılandır. -- gibbon
Mavro
Mavro
@mavro

Korkak bir cesaret

14 Mayıs 2011 Cumartesi
Yorum
Şiirgram

Korkak bir cesaret

( 2 kişi )

1

Yorum

0

Beğeni

5,0

Puan

885

Okunma

Korkak bir cesaret

Gülücüklerini
kucaklasam..
Dokunurum da
aslında
Keşke bakmaktan
Korkmasam..
-
Sevgilim,
Şu lunaparkın
eteğinden
cenazem kalkıyor.
Çığlıklarım karışıyor
Gülücüklerine.
Acil durum!
Kır kalbinin camlarını
Yüreğimde
bir yangın başlıyor.
-
Gözlerimde birikmiş
tuzu karadenize
bağışlayayım istersen.
Dilersen bir vapurla
Samsun’a çıkayım.
Canım sen varken
Çok cesurum
Ama sana karşı korkak.
Köprü altında
tinercilere dalaşıyım.
İste sigarayı bırakıyım.
-
Kahvaltı hazır canım,
İstersen çay söyleyeyim?
Bilmem sever misin.
Şiir de okumuyorsun galiba.
Kekemeliğimden
Kurtulursam karşında
sana şiir de okurum.
Seni yazarken
kalemin ucu bitmiyor.
Bir türlü bağlayamadım
sonunu.
Sonun sonum olsun canım,
Sen iste yeniden başlayayım.

Paylaş
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Korkak bir cesaret Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Korkak bir cesaret şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Korkak bir cesaret şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
yasemin00
yasemin00, @yasemin00
14.5.2011 18:45:08
5 puan verdi
Hiçbir zaman o kadar güzel olmadı gözler...
Anlamlar yükledik boş bakışlara...
Eller sıradandı saçlar sıradan en güzel cümlelerimizi verdik sıradanlıklara...
Denizi sahiplendik güzel olan her şeyi sahiplendiğimiz gibi...
Yaprakları,çiçekleri, bazen buluşulan köşe başlarını sahiplendik...
Sahiplendik gidenin arkasında bıraktığı dönme ihtimalini ve bir noktaya gözlerimizi dikip onu beklemeyi...
Güzelleştik...
Hiç bir kelime bizim söylediğimiz kadar güzel değildi, hiçbir öpücük bizimki kadar ısıtmadı sevgiliyi ve gülmek en çok bize yakışıyordu...

Eskiden mektuplaşırdık...
Arasında kurumaya terk edilmiş güller barındıran mektuplarımız oldu ve en kırmızı gül hep bizimkiydi...
Dedim ya güzelleşiyorduk...
Aşk öğretti bize toplum içinde fısıldaşmayı o an her sohbetten uzakta bir yerde yalnız gözlerimizle sevişmeyi aşk öğretti ve her şeyi çok çabuk öğreniyorduk...

Dedim ya; hiçbir zaman o kadar güzel olmadı gözler biz anlamlar yükledik boş bakışlara...
Herşeyi paylaşmak için çırpınırdık... Çok benciliz şimdi acılarımızı bile kendimize saklıyoruz... Herkesin bir şişesi var gözyaşlarını biriktirdiği...
Denizler kirlendi, köşelerde yine çingeneler var ama artık çiçek satmıyorlar...
Yaprakların hep solgun zamanlarını fark ediyoruz... En iyi biz öpüşmüyoruz artık hatta hiç öpüşmüyoruz bile, resmiyet mahkumu yanak değdirmeler dışında...
Tanıştığımıza memnun olup geçip gidiyoruz, başka anlık tanışıp unutmalara doğru...

Hiç bir şeyin hatırı yok artık, hatta gülümsemenin adı sırıtmak oldu yarım yamalak arkadaş ortamlarında...
Kuru güllere ihtiyacımız yok sesli harflerden arındırılmış bol kısaltmalı iki argo kelimenin yan yana getirilipte
hiç olmadık bir cümlede kullanılması ve hepimizin çocukluğunda beslediği sarı civcivi gibi baktığı cep telefonlarına atılması yeterli...
Hatta bir mesaj bazen fazla bile yeni bir ilişki için... İstemeyerek söylesemde ilişki artık bizim zamanında içinde bulunduğumuz için güzelleştiğimiz aşk...

Herşeyin adı değişti. İçinden gelen konuşmalar yok artık illa ki etkileme ihtiyacı var karşı taraftakini. Çok güzeldik biz eskiden...
Aileye anlatılamayan yüz kızartıcı el tutmalarımız vardı... Kız kulesi güzeldi içinde seven bir prenses barındıran hikayesini, tüm hikayelerden farklı
kılıyordu. hiç görmedik ama çok üzüldük yaşadıklarına...

Şimdi etrafımızda binlerce yalnız çirkin ve elleri üşüyen insanlar var,umursamazlığımız. prensese üzüldüğümüz kadar üzülmüyor artık insanlar dostlarının ölümlerine...

Aynaya bakıyorum... Farkındayım... Çöküyorum gün geçtikçe yüzümün kemikleri iyice çıkmış ortaya çirkinleşmişiz hepimiz. Gözlerimiz buz gibi bakıyor...

İşi gücü bıraktım. en son ne zaman bir çiçek aldığımı düşündüm.uzun zaman olmuş hatırlayamadığım kadar uzun...
Çiçeklerdemi çirkinleşti yoksa...
Artık korkularımıza yakışacak kadar eskidik artık korkularımızla elele tutuşsak uyumlu çiftler olabiliriz...
Uzun kabuslar gibi bedenlerimiz. biraz kambur. biraz yaralı ve karanlık, eskisi kadar güzel değiliz artık... Aşktı bizi güzel kılan... Sevgiydi...
Çirkinleştik...
Her şey çirkin görünüyor... Peki gerçekten her şey bizim gibi çirkin mi artık?
Hayır. her şey çok güzel hala ,bakmayı unuttuk biz, anlamlar katan sözcükleri söylemeyi yazmayı unuttuk...
Hala en güzel gözler sevgililerde...
Biz biraz aşkı sevmeyi unuttuk hepsi o kadar..._____alıntı...



Değerli dizeleriniz ve tüm paylaşımlarınız için çok teşekkür ediyorum .Emeğinize ve kaleminize sağlık .Saygılarımla .
basarılarınızın devamını diliyorum
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.