Kızıl Söğüdün Bakiresi
Kanatların
kanatılır kanırtıla kanırtıla kanıksarsın hayatı Abesle iştigal ve olabildiğince kaba Bin bir gecenin herhangi birinin bir yarısı boynunu dişleyip içerken kanını Bileklerim ağzında içeceksin kanımı biraz kan, biraz su, biraz meniyiz hepimiz diye yazılmış bunca metne rağmen şiirden yapmışlar seni Çarpışır sonsuzlukta asteorit adı verilen taşlar gezegensel çekim diye birşey var elbette parmaklarımda biriken bunca karanlık kararlılıkla akacak alt dudaklarının içine Gündüze çevirme geceyi bir hoş olur şiir iki kadeh sonrası Kibirli bir Tanrıya inanmayı unuttuğum için yargılayamazsınız beni Zeus’un öfke kontrol sorunları var Bundan tüm Olimposluların haberi var Kırmızıya çalan bir elmayı zehirleyip kırmızıya çalan bir çift dudağa ısırttı diye linç edilen kraliçenin tarafını tutanlara selam olsun Apollonun arabasını çeksin dursun gecenin atları unrumda değil Üstelik düşünüyorum arada kim beni sevdi diye kurtuldum ki giyotine gönderilmekten sen sevdin diye kurtulacağım . Boşluğuma boşluğuma vuruyor sancı fermuarın altında duran Apep Nuhun suyunu kirletmedi sadece kirli suya girmeyi severdi kim sevmezki oruç tutmuş gibi dayanmış ağız derya ya Elma yüzünden kovdular bizi cennet bahçelerinden elmayı soyup yemeyi sevmişimdir hep Abesle iştigal ve olabildiğince kaba Parmakta tek alyansla başlanan yollar , milyarlarca dolarla bitiyor bizim buralarda Çalarken kaçırırlar ayarını hep kantarın topuzunu bırakırlar dilsizlere Elbette seveni çoktur prostat masajının Bir psikolog olarak herkesin sevdiğini içine almasına asla karşı değilim sıkışıp acillere başvurulmadığı sürece Evlerin ışıkları tek tek sönerken ne yapsın seninle gariban pratisyen . Vazgeçsen olmaz ölsen olur Bir nefesin sahibiymiş gibi ahkam keserken tuzu kurular Evinde kuru ekmek bekleyen çocuklarına ağlayan babalar asar boyunlarını Ve gülüşü güzel kadınlar sırf istemediği için birilerin altına yatmayı atılır balkonlardan Yıkamayın o tertemiz bedenleri kirleteceksiniz Senin benim bizim hepinizin bildiği bu büyük sırrı söylemeye yetmiyor hiçbirimizin yüreği Usulca bir annenin rahminden düşerken dünyaya atılan o çığlık hep boşa Aslında bu dünyaya ilgim geldiği mevlit de mevye suyu kek yerken dedikodun dibine vuranlar kadar Bir beden çürüyorken toprağın altında kiralanmış bir din adamının ağzından çıkan sözlerin anlamı ne kadar büyük olabilir ki. Abesle iştigal ve olabildiğince kaba kaldırmıyorum o parmağı Titanlar istedi diye çakaçağım bu dersten Saltanatı yıkılır Titanların peki yüreği düzelecek mi yetiştirilmiş karanlığın Ah Lili kim beni sevdi de kurtuldum kuyuya atılmaktan sen sevdin diye kurtulacağım Boşluğuma geldi özür dilerim Bu yol alnımın akıyla, elimin kiriyle benim yürüyeceğim yol Bu bahçeler senin açacağın bahçeler şairleri sıralansın kapında şehrin Gün gelirde düşerse biri yüreğine sakın bağlama o kırmızı kuşağı beline sen üç beş damla kandan ibaret değilsin Abesle iştigal ve olabildiğince kaba orta parmağını uzat Vajinal kanının peşine düşenlerin suratlarına unutma Sen şiirden yapıldın Biraz kan, biraz su, biraz meniden değil... Hatırla hiç uğruna kurban edilmiş kızıl söğüdün bakiresini... |
Gerçekler mitoloji tadında anlatılmış
Alan alabildiği kadar hayattan
Ve üstü örtülmemiş dokunuşlar.
Kutlarım...