...sualsiz cevaplara yazılırken aklın sakil hüzmeler tırmalıyor zihnini kulaksız sesler karşılıyor sabahın ilk neferlerini kan şekeri düştükçe tadını da alıyor sallıyor bocurgatı gevşemiş eski depremleri titretiyor ateş yemiş mum gibi gelme üstüme hayat biliyorum borçluyum sar meleklerini üzerime tanrım üşüyorum... kalabalık dolduruluyor buralarda yoksunluklara iyi halde uzanıp bakıyorsun bir kıyamet kopuyor dışarıda kimi sevgili takmış koluna onu bulamayan rengarenk çanta kimi koşturuyor işine dört nala seni tanımayan dört köşe tavan cengi ellerin cebinde olmalı sürekli ve ezberin kuvvetli ki; hangi saat hangi hapı yutmalı iyi öğrenmeli... gücüne gitmesin tanrım bir aktif sancı hariç! bu kan tablosu senin! ki; kendi istediğim hiçbir şey yok içinde bilirsin inancın sabrı beslediği kadar sendeydim pili azalmış saat gibi konuşmuyorum inan ve asla kırgın değilim sana hayatın kırılma endeksine her zaman tamdı inancım hiç çalmadım, haram katsayım sıfır bonkör olamadığım için azıcık üzgünüm ama olsun bende tüm sevdiklerimi ve harcayamadıklarımı bırakırım sana sakın darılma biliyorsun tüm biriktirebildiklerim bunlar... üşümem geçti bekliyorum... ... |
üşümesi durmuştur artık
ötesi yok