Saman Alevinden Bir Aralıkta
ılık sular akar içimde akşam sancılarıyla
seni düşünmenin ağaçlarla inatlaşmasıydı bu ıpıslak yollarda kaybolmak... ayrılık ezik sığırcık kuşu gülüm kanatlarını getir yalnızlığıma göğünün berrak tadını sular bulanmadan saçlarını daldır okyanusuna korkularımın yanakların şahlansın acılarımın şuh gövdesinde... kısık sesli bir romandan çıkmış gibiydik sayfalarında gözlerinin çipil bakışlılığı gece iki koyu kahve kuyuyla oynaşırken hayasızca suçlarından sıkılmış bir yola beraber girmek kadar içten ellerinin soğuğa yakın tatlanışı anılarımda dudağının kenarında bıraktığım mektubun konusunda güz bıraktığın...söylemediğin...unuttuğun... sakardı sevmek ayakları soytarı çocukluğumda sakardı koşturmacası kenar mahalleli uykusuzluklarımın iç yankısı derinlerde saçlarının laciverdine takılı zamanları zamansız yağmurlarla anımsarken yorgunluğum yangınlarımı susturamıyorum ayva bakışlarındaki aklımın ucundan gidişin jilet gibi keserken düş salıncaklarımın iplerini yokluğunla sunuyorum anılarımı gri sarnıcına toprağın... saman alevinden bir aralıkta bölünürken gençliği yazlarımın pencerelerin gözleri açılırdı soyunurdu evler merakları ayaklanırdı yalnızlığın yeryüzünün tüm sokaklarına telaşlı ve bütün köşe başlarında yüreğim sorgusuz sualsiz seni bekliyor hala... kağan işçen |