12
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1288
Okunma

Gabriel’e
unutma; sana ve kendime hep inandım
kimbilir senin gözünde sırtımı rüzgâra dayamış bir kuklaydım
kendi ellerimle verdim iplerimi avuçlarına
say ki çömezdim aşka
belki vaktinden önce büyümüştü kelimelerim
bir şeyler anlatmaya çalıştım şiirlerle,oysa bir sana kekemeydi dilim
belki bu yüzden beni haylaz bir oğlan çocuğu saydın
çünkü şımarmak
aykırı bir eylemdi dişi dudağıma, işte öyle bir zulmetteydim
kırık bir kalp nasıl rehberlik edebilir yoluma
cürmümden kan sızar ele verir sevdam kendini
korkarak, dokunamayarak,
yastığımın altında endişeler saklayarak
avuçlarımda terleyen dualarla kendimden korudum seni
çünkü biliyordum
çünkü biliyordun ki zaafımdın
istedim ki hatırı geçen bir sebep olsun ayrılık
bu kadar meyilliyken ölüme
sınanmamalı hiçbir aşk
ve anlamak için mutlak birlikte yanmak gerek(tir)ir
o kutsal kelimeye tutulan kin
ve anlamsızca çevrilen çelişkili dil
bilmiyorum hangi duygunun emaresidir
sandım ki
bir şeyler anlatabilirim sana şiirlerle
uzatamadığım ellerimin yerine
başucuna bıraktığım zırhımdı yazdıklarım
yalnız gözlerinin karanlığında
sana soyunabildiğim
korkma;
bildiğin hiçbir günahı tenine bulaştırmadım
uyuyordun sevişirken ruhunla
sen gözlerini yumduğunda
adı biz olan, doğmamış ölü çocukları taşıdı anka
o masal dağına…
de_soulmate