GERÇEK İHANET
/şöyle elimin tersiyle aralamaya kalksam, dört yanımın karanlıklarını/
sana bu satırları, son basamağından yazıyorum, bodruma inen hayat merdivenlerinin ışık öyle kör ve tavanda örümcek ağları, yani bir kat altındayım yerin ama daha ölmedim, inan ölmedim korkma, benim amacım çok başka bir faili meçhul arıyorum namluların ucunda ve inanıyorum bulacağıma. /bilmediğim bütün şarkıları söyler, yaşam duvarımdaki kurşun delikleri/ ve neyse ki, ne sevdiklerimden bir iz var, ne de okuduğum kitaplardan bir kelime kalibreler benden yana yani, hiç bir ip ucu taşımıyor bu olay yerinde bütün duvarlarım delik-deşik ve ben her delikle göz göze geliyorum ne kadar karanlık olsa da görüyorum, hepsinde bir ihanet saklı biliyorum. /geçip karşılarına çeksem sorguya, bilmiyorum ki ne işe yarayacak/ ancak, gene bütün şüphe kutuplarım o zırhlı yüreklerde, sevgiyi tanımayan ve birde kitaplar olacak, düşünülemedikleri için henüz yazılamayan işte bunlardır diyorum, duvarları delip ardına geçemeyen ihanetler çünkü saklanacakları en uygun yer, bu duvarlardır ve o sonsuz dehlizler. /ilk basamağa yazsaydı merdivenler, ihanetleri korkunun beslediğini/ o zaman belki, kimse yakıştıramadığı için kendine, ter bırakmayı iskelet ormanında sevgisizlik ve düşüncesizliğin beslediği, daha iyi bilinirdi korkuyu da sana bu satırları, son basamağından yazarken merdiven karanlığının son bir gölge düşer üstüne duvarın ve bir ses, sırtından giren kurşunların. …..eyvahhh, bu gölge benim gölgem, işte şimdi sırtım çok fena yanıyor. Cevat Çeştepe İhanetleri korkular doğurur, korkuları besleyen ise sevgisizlik ve bilgisizliktir. Sevgisizliğin karşılığı yüreklerde, bilgisizliğin karşılığı da beyinlerde tüm yaşam boyu etkisini sürdürecek izler bırakır, duvardaki kurşun delikleri gibi…. Bunlar birer ihanettir. Ama bir insanın uğrayacağı gerçek ve en son ihanet, kendi ölümüdür… |