Güz Boyalı Öfke
Güz Boyalı Öfke
güz boyalı ceketimden sırtımdan inmez hiç ay ışığı ara sokaklar eskittim düşüncesizce celladımdı çok çocuklu bir yolculuk sokak ışıkları göz yaşlarım iki arada bir derede hin oğlu hin ölüm korkusu her şeyimi alıp götüren ve takibimde ’an gülüşsüzlüğü’ işi gücü bıraktım yazmaya koyuldum gülemediklerimi aşkolsun diyerek tüm sokak ışıklı göz yaşlarımı harcadım ömrümdü ya tüm gençliğimi alaşağı ettim çok sesli suskunluk operamızı harcadım sözcüklerimi şiirsel bir loşlukta sıkıntı nedir bilmezdim aşkolsun diyerek harcadım karmakarışık çözümsüz sabaha çıkamamanın geç kalmış gecesizliğini güz boyalı bir öfkeydi ağaçları karşılıksız seven sevgilisinin saçlarında tutam tutam buğday başakları toprağın sevişken kokularına tutkun kendini bir sır gibi saklamadığına ayrıca pişman ayağa kalktığı an kapılar şaşkın çaresiz ve sürgüler soğuk sopsoğuk kömür karası dışarılara uzak dağları düşünmeye yorgun bir öfke bu güz boyalı aşka çocukça bağlı bir sanat düşkünlüğü gelişi güzel küfürler kadar suçlu ölmeden önce bütün uzaklıklara mahkum sevgilim nolur affetme beni affetmeliyim kendimi... Kağan İşçen |
yazmaya koyuldum gülemediklerimi
aşkolsun diyerek tüm sokak ışıklı göz yaşlarımı
harcadım
ömrümdü ya tüm gençliğimi
alaşağı ettim çok sesli suskunluk operamızı
harcadım sözcüklerimi
şiirsel bir loşlukta
sıkıntı nedir bilmezdim aşkolsun diyerek
harcadım
karmakarışık
çözümsüz
sabaha çıkamamanın geç kalmış gecesizliğini
Ellerine sağlık dost kalem,yüregine sağlık...