YÜREĞİMİN ANLADIĞIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "İlkbahara bekle beni demiştin Hiç mi orda kış baharı bulmuyor? Düşlerin mi yoksa sen mi değiştin? Ayrılıktan aşka sıra gelmiyor Okyanus mu iki şehrin arası? Kaç saatlik yol ki şunun şurası? O verdiğin ümitlerin süresi Her nedense bitmek nedir bilmiyor" gül sunan ellerin gül kokmuyor ateşi vaat ediyormuş gerçekte ellerimi şevkatle sarmaladığında sensiz bakışlarla ateş çemberinden geçeceğimi henüz bilmiyordum o zamanlar şimdi ateşin yalazladığı gözümle ellerimin uzanamadığı ellerin eylül sarısında ablukadayken siyahla doyuyor günlerim /acıları kim alır, kim satar akşamı yudumlamaya gönüllü müdür kişi zevkine ne işe yarar ki, boş liman?/ kıraç yüzün/den bir yeşil müjdesi beklerken mart döngüsünde, durma donuyor yüreğim albümde kalan resimlerin seçilmeyecek kadar sisli / siyah beyaz içdenizimde fırtınalar koparken sen, kimbilir hangi gönül tahtında kurulmuş sessizlik biriktiriyorsun şimdi bir başkasına daha!… her yol dönemecinde çoğalırken çığlığım zaman, durmadan yalnızlık biçip dikiyor kat kat yığıyor üzerime gelmeyeceksin biliyorum ruhunu tedâvi edemeyen deli yüreğim bindiği dalını keserken bile bile ne hayâller giyiniyor kendine gelin güvey/nafile seni gömecek yeri yok bilmezden gelip anlamıyor, inanmıyor yalanına dolu dolu yağmuru bekleyen kuru bir dere yatağı gibi o zaman dilimindeki akşam sefalarını koklayıp koklayıp salıyor kendini cefaya duvarlardaki, derin izlerini kazıyor tırnakları onun yaşamaktan anladığı, bir tek bu o sonsuz uykuya yattığında ancak dinecek sancısı… Hâdiye Kaptan c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir |