Dert Olsun Sana YokluğumGidersen seni sana anlatırım dedim… Dinlemedin… İnanmadın… Ardına bakmadan çekip gittin Beni gündelik sevgiler besler sandın Ama aldandın, yanıldın Artık Kaybedecek hiç bir şey bırakmadın Şimdi iyi dinle beni… Konuşma sırası artık bende Madem aşkta cesurken o şerefsiz yüreğin Herkesi ve her şeyi bırakman kimeydi Sende biliyordun, Gittiğin yerde yer değildi Tuttuğun elde el değildi Duydum ki… En sonunda, Elde Kapılarını yüzüne kapatmış Senin giderken kapıyı çarpıp gidişin gibi Ufkumdaki güneşi kararttığın gibi Artık seninde gökyüzün karanlık olacak Acizsin biliyorum… Hemen heveslenme teselli dağıtmıyorum artık Hala Acımı dindirtmiyor çektiklerin biliyor musun? Ben eski ben, değişmeyi bilmeyen Sen eski sen, sevmesini öğrenemeyen Konuşmaya aciz dudaklarının bir fısıltısı olmayan, sen (Gidenin yeri tez dolar) diye bir söz vardı. Sende bilirsin Ümitsizce Senin yasını tutarken ıssız dağlarda Gelmeyeceğini bile bile Yolunu gözlerken kan ile dolmuş gözlerim Çığlıkların koptuğu yerde uyandı artık… Uyandım Eski delikanlıyı ararsan boşuna bekleme, arama, bulamazsın Kayboldu pus içinde… Kefenlediler yas içinde… Gömdüler seninle… Bitti gitti, Artık yok… Tükenip bitmeyen sahte sorunlarınla Çok erken kaybettiğin mutluluklarınla Dert olsun sana yokluğum Dert, yara… Nasılsa Şahitti ,Sürç-i lisan etmiş gözlerim Mehmet Emin Karademir |
mükemmel bir yakalayış