3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1403
Okunma
Yoluna, yolum dedim sevdiğim
Gittiğin yol, yol değildi.
Ölürcesine aşk dediğim
Şimdi Dipsiz bir karanlıkta mı kaybettim seni
Yalnızlığıma isim bulmaya dilim varmıyor sevdiğim
Sen düşünmeden gittiğin yolda bıraktın, adı sen geçen aşk dolu cümlelerimi
Şimdi imlası bozuk Türkçemde koca bir suskunluk yatıyor
Dünyası zemheri boşluklarda senden kalma anılar, unutulmaya gebe
Sevgi deyip mahcup hayaller kuruyorum, çaresizce
Her derdi dağları işaret eden, büyümüş nefretlerim kadarsın… Sevdiğim
Bir yanımın sen olduğunu gittiğinde anlayabildim. anlayabilseydin eğer
Yusuf atıldığı karanlık hücrede Allah deyip sabır dilerken
Sen züleyha’nın zamansız istekleri gibi nefsine yeniktin… Sevdiğim
Ey dağlarına Ferhat gibi sığındığım. Gamsız şirinim
Sözlerin gibi gidişinde zamansız ve ansızın oldu
Gitmeseydin… Demeye de dilim varmıyor ama
Gittin işte…
Ben dalından kopan bir yaprak gibi fırtınalı hayatın içine düşmüşüm
Yazılan yazgım gülüşlerimi her seferinde gözyaşına çalar
Bir çocuğun gülüşü kadar arzuluydum sevinçlerime
Bir dilim ekmek kadar muhtaçtım sevda türkülerine
Seni seviyorum demek zor geldi sana
Kolay olanı yani gitmeyi
Kendinden kaçmayı kurtuluş zannedip
Gittin…
Ben… Zübeyr bin avvam’ın yaşarken cennetle müjdelendiği gibi
Seninle birlikte bu sevdaya baş koyup, Allah yolunda gitmeyi istemiştim
Sen ustası sandığın hayatın en kör acemisiydin
Güzel gözlerinle bakmayı öğrenebilseydin eğer,
Sevdiğim
Benden beklediğin süslü kelimeler kadar büyük değildi yüreğim, bilmeliydin
Ben sevda dedim mi… biraz erkekçe olmalıydı…
Namusumuz kefene sarılıydı her daim
Beyaz atlı prens ben olamazdım bilmeliydin… Sevdiğim
Ben Anadolu’nun varoş köylerinde, güneşin doğuşunu anlatabilirdim sana
Sen ise benden lüks eğlence merkezlerini bilmemi…
Kendilerini çağdaş zannedip, giyimleri yarı çıplak olan asalaklara özenmemi istedin
Bu ruhumu parçalayan intihar yüklü sigaramda sana türküler yazabilirdim
Sen gittin; türküm dağlara yakıldı
Sen gittin; sesim çığlık olup yaralarıma tuz oldu
Sen gittin; nerden bilebilirim, kim bilir
Alnımı koyduğum secde aşkına
Hikmetine sual sorulmayan Allahın aşkına
El açıp ettiğim dua aşkına
Duruşum kadar dürüst olsaydın… Belki sende sevebilirdin
Dürüstlüğündeki duruşun iki ayrı seremoniydi... Aslında
Mehmet emin karademir