Yalnızlık
’’Bu işte bir yalnızlık var’’
Yoksa karanlık böyle korkutucu gelmezdi kimseye İnsan; insan olduğu için yargılamazdı kendini Öykülerini anlattıkça çoğalmazdı dertler Yalın ayak barış türküleri söylemeden Zamandan ve yardan kimse geçmezdi Bu işte bir ihanet var... Yaralardan sızan bir kan gibiydi ölüm Her seferinde bir yolunu bulup yırtıyordu kefenlerini / O yüzden acılar hep başkaldırır oldu -yüreklerde / Bu işte bir çaresizlik var... Bu uzaktan doğan güneş kime... Bu yağan yağmur, bu enkaz kime... Kime bu telaşlı koşuşturmalar… Bu kalem neyi yazıyor yine Anlamsız bir tümceyi Tel örgüler ardında kalan bir hücreyi mi? Bu işte bir yorgunluk var… Kimse çocuk olmak için bu kadar dert yanmazdı Diz kanatmak için iç çekmezdi, kızmazdı büyüdüm diye Bu işte bir terslik var... Ağızların esiri olan ‘’sevgiyi’’ hangi alçaklar vurdu? Kim Kelime kalabalığından kaçar Kim koşar hayallerinin peşinden Yaşamadığını sananlar yaşadıklarını nasıl sorgular Faili meçhul bir yaşamın firari sanığı kimdi? Herkes Rest çekip hayata Gökkuşağını siyaha boyadıklarından beri Yas tutup şarkılardan bir dilek tutarım umuda Sonra düşler ülkesinden kirlenmemiş mahcup bir bağımsızlık kiralarım Ve Bir şeye benzemez sözler söylerim bilinenlerin bilinmezliğinde herkese inat Mehmet Emin Karademir |
''Bu işte bir yalnızlık var''
Tuna Kiremitçioğlu'na ait kitabın ismi değil mi?
Doğal olarak tırnak içine almanız gerekmez mi?