Ya Rabbım...Ya rabbim… Resul-ü gönder Muhammed-ül emini gönder Sana yıllarca sadık olan iman dolu ehlibeyti gönder Sendeki gerçek beni, bana gönder. Bu gün, Tarihin damarlarından kopan, sıradan ve ağlanan bir gündür Bu gün, hakikatin karşısında boynum yerde… Bu gün, iman dolu sabrımın tükendiği gündür. Ya rabbim… Yiğitler artık er meydanında görünmüyor Tetik arası parmaklarda kuvvet aranmıyor Bu an, düzeni bozuk ve insanın insanı lekelediği an Bu an, düşeni ayağa kaldıramayan insafsız sürülerin anıdır Bu an, hak hak deyip, hakkımızı çalanların anıdır Bu an karar anıdır… İmtihan anıdır… İnsan olanın kurtuluş anıdır… Ben âdemoğlu, senin kulun Senden yoksun… Ben hakikatin kölesi Ya rabbim… Etrafımda dönüp duran bu insan yığınlarının altında kaldıkça, Pişmanlıklarım sancılanıyor. Keşkeler- im savruluyor… Bu gün karşına çıkıyorum, Suskunlarımı bir kenara bırakarak Ya rabbim… Kapalı gözler ardından, Bütün günahlarımdan arınmaya geldim. Ve Cennet bahçesindeki güllerinden koklamaya geldim Ya rabbim… Merhametle doldurduğun bu yürekler, Kaybediyor şefkatini günah tohumları arasında İstemem… Makam-a düşkün nemrut tahtını Mal mülk, fani dünya aşkını Çok ihtiyacım var Bir an önce yetiştir bana Hz Eyyüp sabrını Ebedi cennetin efendisi… Bu an karar anı Cenneti cehennemden ayırma zamanı Sevda okuyla vurulma anıdır Ya rabbim… Bencilliğimin bana öğrettiğini İlim ve irfan sahipleri benden sakındı… Herkes bildikleriyle ve gördükleriyle yaşama hevesine kapıldı Sen sınayansın… Rahmeti veren sensin Bir anda sefalete düşürende sensin Sen her şeyin en hayırlısını kılansın Dualarımı kabul et benim… ey rabbim Gönder ya rabbim… Muhammed aleyhi selamın kavmini gönder Bana Müslümanlık kaybediliyorsa Hazırız hep birlikte savaşmaya desinler Biz Allah yolunda hep şehit kalacağız desinler Biliyorum… Düştüğüm aşkın hikmetleri hep sana eksik kalacak ama Diz çöküşümde sana, tövbelerimde… Kurtar ey gönüllerin sultanı Kurtar beni bu dünya denilen ateş içinde Yaşarken nerden geldiğini unutan insanların gözleri önünde Zulmün makamında her çağda ezilip kayboluyorken imanlarımız Herkes Fani dünyanın güzelliğine kapılmış Heba olan geçmiş ve meçhul istikballerimiz Her sözünü bozanlardanız… Tutmayanlardanız… Beyhude kelamlarla dolan kalpler doğru yoldan şaşmış Çığlıklar ise başıboş gecelere bırakılmış Derinliklerden kopup gelen Yıldızlar yağıyordu ümmetin karanlık dünyasına Ve Tanyeline kaptırmışken, zamana yenik düşen gülümsemeleri Sahte korkular içinde kaybediyoruz bütün gerçekleri Ağlamaların tam ortasındayım Gırtlağıma kadar doluyum… Kimsenin anlamadığı bir dildeyim Kimsenin sesime ses vermediği bir yerdeyim Ya rabbim… İnsanların mezhep kavgasına düşüp birbirlerini vurduklarını, sende görüyorsun Doğruyu söylediklerini zannettiklerimiz aslında senin inkârcın olduğunu sende görüyorsun İnsanların düştüğü nefis çukurunda makam mertebesi derdine düşmüşleri sende görüyorsun Küfrün pençesinde zelil ve rezilleri sende görüyorsun Kaldır ya rab şu yatan cansız canları Kaldır-ki onlarda görsünler Mezarlık duvarlarında bırakılan sahte gözyaşlarını Kaldır-ki onlarda söylesinler Ölüm denilen bir sonun sadece mezarlık duvarlarından ibaret olmayacağını Görüyorsun beni Dindir şu içindeki sana olan hasreti… Ölümün gün yüzünü düşünerek Ne bu günü bekledim, ne yarını… İmtihanın bana çektirdiği sorgulardayım Ey rahim… İzin ver… Bende geleyim yanına çok geç olmadan, İzin ver… Mahkem-i kübradan galip çıkayım, Günahlara batmadan… Bu an karar anıdır Bu an nuh’un gemisine binme anı Bu an kurtuluş anıdır… Mehmet Emin Karademir |