Artık Kürtçe Ağlamak Serbest
Artık Kürtçe Ağlamak Serbest
-göz bebeklerinizde koruyun gülüşlerinizi gülüşlerinize vuranlar bir gün görür de utanırlar belki- ilk okumayı saymazsanız eğer bir boykot dönüşündeydi ilk eylemim ilk dayağı yemişliğim başı koparılmış bir güvercin gibi kıvranıp zorun postallarına düşerken bilseniz, bir bilseniz nasıl utandım vardık birkaç kafadar, ders kitaplarından çıkıp elden ele okurken çevrilmiş romanları bir bilseniz çocuklar ne de hızlı büyürdük ışığı arayan fidanlar gibi ince bir bilseniz Lenin’le bile konuştuğumuzu Che’ye sarıldığımızı Bolivya dağlarında iki karış boyumuzla devletten devlete Berlin’de yüzüne tükürdüğümüzde Hitler’in bilirdik başöğretmenini, bilirdik çocuklar birçokları gibi arkadaşlarımın yirmisine kadar yaşarsam derdim iyi bir direnişçi Şili’de Kamboçya’da Filistin’de… ben yaşlarında çocuklar gibi oysa taş duvar arasında tanımıştık onları toplasan hepsi bir tuğlaydı yaptığımız kurşunu yememek için sırtımızdan el ele taşırdık ülkemizde bir yapıydı en temel hakkımızla yaşamak bir insan gibi, yaşamak insanca nişan almalarına yeterdi insanlık ardı ardına duvarlara kazıdık düşenlerin resmini yoldaşlarımızdı hepsi, hepsi de sıcak gülüşlü yıkılmasın diye gülüşleri yeni adlar takındık adlarımızın önüne zılgıtlarla uğurlarken birbirimizi gözlerimize tutunduk çocuklar sonra başladı dede mirası sürgünler ayrılıklar, düşüp kalkmalar… taşlara kazınan renkler, kan kırmızı inanın ki çocuklar, inanın ki yaşanmışlıkları yaşarken bir daha çok azımız kaldı ayakta ve tek parça çok azımız sizlere ‘rojbaş’ demekte sizler erken tanıştınız dayakla taşla toprakla zindanla erken artık Kürtçe ağlamak serbest ama gülmek yasaktır hâlâ çocuklar göz bebeklerinizde koruyun gülüşlerinizi size kıyanlar cesetlerinizi aldığında görür de utanırlar belki Ercan Cengiz (Toprak Tutsun Külümü) |