Beş Taş Oynarken Çocuklar
Beş Taş Oynarken Çocuklar
-orda ’faili meçhul’ on yedi bin insan iş elbisesiyle yatardı- -orda ‘yat’ düdüğünün sesi bastırır ‘uyan’ düdüğünün sesini- bir bayram sonrası tutuldu yollar tek kalemde tek satır buyrukla ‘gelecek onlara emanet’ti işte gözyaşları damlarken ranzaya orda polis, orda savcı, orda hakim aynı suçu kazıdılar çocukların yüzüne orda on iki yaşa on üç kurşundan sonra büyüsün de zindanda büyüsün okul zindanda, ders zindanda öğrensin de öğrensin çocuk orda betona bağlıdır taş ağaçlar, çiçekler dışarıdadır kalkmak düdükledir orda uyumak düdükle rüyalar kesilir dilim dilim günde bir saat düşer voltaya karavana yüklü tren taştan tiz çıkarır sesini dışarıda çamur kurumuş diyorlar toz kalkıyormuş kara kollardan kızlı erkekli / içerde üç bin çocuk yatar çoğu soğuk yemiş esmer derili koca kafesten taşan küçük elleri ve üç bin ana yüreği orda taşa bağlanan baba emeği erir dört duvar ardında duvarın da taşları var çocuklar kalenin taşlarından daha küçük (Toprak Tutsun Külümü) Ercan Cengiz |
Tebrikler.
Selam ve saygılar.