iNSAN NE TAŞIR Ki İÇİNDE?insan ne taşır ki içinde? dağlarını mı doğduğu yerin, yoksa hırçın nehirlerini mi? takvimler bahara döndü mü çırpınıp vadisinden, taşlara mı vurur başını? bir de huzursuzluğunu kazımışlar sanki karlı dorukların sert rüzgarlarını içime nereye gitsem, ardımda bendini yıkan bir sel ve hangi kıyıda dursam, dalgalanıyor en durgun sular insan ne taşır ki içinde...? nergis sarhoşluğunu mu yaylalarının? ondan mı tutulmuşluğum hep eksilten sevdalara? bıçak keskinliğinde mevsim geçişlerini belki de kar altında, kardelen ısrarında mı yaşıyorum aşklarımı? insan ne taşır ki içinde? dağlarını mı doğduğu yerin onun ağırlığı mı omuzlarımda...? kışlarını mı bu terk edilmiş coğrafyanın? sürükleyip duruyorken bir ömrü uzun gecelerini, aysız, ışıksız... gün doğuşlarını mı yoksa? biraz da erkenci akşamlarını... insan ne taşır ki içinde? kül aşklarını mı yüreğinin batısında, umudun göçtüğü güneyleri belki de firari kırlangıçlar gibi ölü çocukluğunu mu acının doğusunda ölü annelerin emzirdiği? insan ne taşır ki içinde? neden peki benzemezliğim, yabancılığım bildiğim, bilmediğim bütün kentlere? bir uzak ve bilinmez kentin ağırlığı çökmüş içime... insan ne taşır ki içinde? |
insan ne taşır ki içinde özhan !
hep her ve hep hiç.