DÜŞ BATIMI...
-I-
Gün batımına benzemez düş batımı, Gidersin,upuzun yollar serilir dönüşlerin de hep rezilce... cilalarsın altı delinmiş hayatını yaranmak için yaşlı bir fahişeye... oysa yara en çok kanarken yakışırmış adama hançer yüreğe, acı ölüme, ihanet aşka gün battığı yere... ama gün batımına benzemez yine de düş batımı günler kızıla döner,düşler kızılca kıyamete ve düşlerin katledilir düş batımı akşamlarda... -II- Gün batımına benzemez düş batımı, bedeninde inkar edilmiş bir tanrıdır şehvetin bir dudağında kan, bir dudağında kadınlığınla sen adını koyuyorken ihanetin ölüm ağustostur artık her mevsim ateş cehennem sıcağında harran gibi kavrulan ve ihanet, bir bedenden bir bedene savrulan... gün batımına benzemez düş batımı, alev topundan bir rüzgar eser iliklerimden içeri simsiyah bir dokunuş kalır bakışlarından geriye ve saçların dolanır acemi sevişlerime teninde unuttuğum bir öpücük ayın göğsüne bıraktığı bir avuç ışık olur benimse göğsümde bir ince sızı ama bil ki; Gün batımına benzemez düş batımı.. Keskin bir nefes olursun ömrün nefes yetmezliğinde genzimi yakan bir tutam aşk aleviyle mezarıma düşen yapayalnız bir yıldız olursun düş batımı akşamlarda... |
aklına geleni tahmin ediyorum :)) sus çocuk sus! yok vallahi de billahide öyle değil...ciddi ciddi şiire geldim...şimdi senin aklından kırk tilki geçer :))) ama rahat ol sorun yok... dur hele şiiri bir okuyayım.
oooffff be özhan oofffff...senin üzerine şair tanımam...biraz insaflı ol daaaa...böylede vurulmazki...
Gün batımına benzemez düş batımı,
bedeninde inkar edilmiş bir tanrıdır şehvetin
bir dudağında kan,
bir dudağında kadınlığınla
sen adını koyuyorken ihanetin
ölüm ağustostur artık
her mevsim ateş
cehennem sıcağında harran gibi kavrulan
ve ihanet,
bir bedenden bir bedene savrulan...