ADIN iÇiN
Bir kenti
şafağın alacakaranlığında terkedip gidişler gibisin arkandan savrulan sarı hüzün yapraklarıyla... bu kenti sen yıktın bu depremleri sen yolladın öksüz çocukluğuma -ki Freud için sadece bir istatistiktim (0-16 yaş grubu) - o kentin korkunç uğultusunda yitirdim sesimi yanıbaşımdaydın aramızda şiirler ve en hüzzam aşk şarkıları.. duymadın... bir kenti şafağın alacakaranlığında bırakıp gittin ve puslu bir griliğin çöktüğü lodosla bulutların ansızın dağıldığı o muazzam değişkenliğinde bir kent nasıl çöker üstüme bakmadın. gittin... kalsaydın sana bir çocuk anlatırdım oysa metrekareye yüzlerce hüzün düşüren kayıp ve ağlamaklı... yalnızlık yazılı isminin yanına kalsaydın sana bir düş anlatırdım çıldırtan bir sususuzlukta vaha olurken umut deniz kızlarına olan düşsel bir aşk ve sana yağmurlar anlatırdım ama gittiysen eğer neden bu kente her gece yağmur yağardı? Şimdi bu kenti adın için bağışlıyorum bazen kelimelere sığmaz anlatacakların en sevdiğine bile kekeme kalırsın ve şimdi bu kenti adın için bağışlıyorum...! |