YILLANMAMIŞ ÖYKÜLER - yeni yıl kutlaması
Üç sandalyeli bir masada. . .
“Çok güzelliksiz” yaşlı kadınla “hiç yakışıksız” yaşlı adam, geçmişin derinliklerine açılan sonsuzluk kapısının hemen önünde, takvimin kendileri için hazırlamış olduğu sofrada ‘son gece yarısı yemeği’ için karşılıklı oturmuşlar ve ışığı azalmış ama hiç sönmeyecek gözleriyle biryandan birbirlerine bakarak gülümsemeye çalışırlarken öte yandan sofradaki üçüncü ve boş sandalyenin sahibini, yani çocuklarının gelmesini bekliyorlardı. Akrep nazlanıyor, yelkovan akrebi bir an önce yakalamak için sabırsızlanıyor, saniyeler saatin onikisine doğru doludizgin koşuyorlardı. Kulak veriyoruz… Adam: Söylüyorum sana, hiç beklemeyelim. Belli ki bu da gelmeyecek diğerleri gibi. Kadın: Hayır, mutlaka gelmeli, bari bu gelsin. Tam bir yaşını dolduracak bugün. Adam: Öbürleri de bir yaşını dolduracaklardı ama hiçbirisi gelmedi hatırlamıyor musun? Ana yüreği, seni anlıyorum ama. . . Kadın: Bunların tekerrürden anladıkları bir tek şey var o da bir yaşını doldurdukları gün elimizden uçup gitmek. * * * Duvardaki çam ağacı. . . “Yakışıklı” genç adam geleceğe açılan sonsuzluk kapısının hemen önündeki evinin boş duvarına kocaman bir çam ağacı çizmiş, “güzellikli” genç kadın da duvardaki bu çam ağacının her dalını, içi hayal ve umut dolu rengârenk küçük balonlar, ışıltılı toplar ve kurdeleli hediye paketleri çizerek süsledikten sonra kolunu genç adamın beline dolamış ve birlikte duvardaki süslü çam ağacını keyifle izlemeye başlamışlardı. Tam bu sırada arkalarından koşup gelen küçük bir çocuk, üzerine çam ağacı çizili duvarı yerinden söküp aldı ve kahkahalar arasında, “geliyorum” çığlıkları atarak kapıdan çıkıp uzaklaştı. Akrep nazlanıyor, yelkovan akrebi bir an önce yakalamak için sabırsızlanıyor, saniyeler saatin onikisine doğru doludizgin koşuyorlardı. Kulak veriyoruz… Adam: Bak şimdi şunun yaptığına, geçen sene de aynısı olmuştu, ne istiyor bu çocuklar bizden bilmem ki. Kadın: Evet her yılsonu gecesi aynı şeyler oluyor. Biz o kadar uğraşıp-didinip çam ağacını çiziyor, süslüyoruz, sonra da… Adam: Biraz bekleyelim istersen. Bakarsın bu defa geri getirir. Bari ağacı, süsleri bozmadan getirse. Kadın: Geri getirdi sanki de bozulup bozulmayacağını düşünüyorsun. İnan yorulmaya başladım ben. * * * Dünyanın orta yerindeki ışık. . . “Saf ve temiz” küçük çocuk, incecik kollarıyla sarılarak taşıdığı, üstüne süsleriyle birlikte çam ağacı çizilmiş koca duvarı kan-ter içinde getirir ve dünyanın bütün kalabalıklarının tam orta yerine bir ışık kulesi gibi bırakır. Kalabalıklar, akrebi, yelkovanı ve saniyeleri yan gözle izleyerek bekledikleri bu an’a ulaşmış olmanın tarifsiz coşkusu ile havalara zıplayıp neşeli çığlıklar atıp koşarak hep birlikte duvarın önüne gelirler ve çam ağacının dalları arasına çizilmiş, herkese yetecek sayıdaki rengârenk balonlar, ışıltılı toplar ve kurdeleli kutulardan birer tane alırlar. Ve bütün dünyanın orta yerinden kendi dünyalarına doğru dağılmaya başlarlar.... Yelkovan, akrebi nihayet yakalamış ve etraflarında çember olan saniyelerin arasında kaybolmuşlardı ki tam o an saniyelerin en küçük olanı diğerlerinden ayrılıp geleceğe dönük sonsuzluk kapısına doğru gülümseyerek bakar ve derinden bir iç çekerek ilerlemeye başlar. Kulak veriyoruz… Saniye: Yaşasın.., bu yıl da ilk adımı ben attım işte… Çocuk: Ayna, ayna söyle bana. Benden daha güzeli bakmadı değil mi şimdiye kadar sana… Haydi ayna, söyle bana. kalabalıklar: (her biri birbirine dönerek) Seni seviyorum. * * * YENİ YILIN SİZE GETİRMİŞ OLDUĞU ; RENGÂRENK KÜÇÜK BALONLARIN İÇİNDE ULAŞILMASI EN KOLAY HAYALLER, IŞILTILI TOPLARDA HERZAMAN TAZE UMUTLAR VE KURDELELİ PAKETLERİN İÇİNDE DE BÜTÜN GÜZELLİKLER OLSUN… VE EN GÜZELİ SİZİN OLSUN, EN GÜZEL SİZ OLUN. Bir yılbaşı çiçeği demeti sunarak hepinizin yeni yılını saygı ve sevgi ile ve gülümseyerek kutluyorum. Yarınlarınız aydınlık, yolunuz açık denizlere doğru olsun. Cevat Çeştepe |