Okuduğunuz şiir 18.12.2010 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
seni duyduğum seslerden
soğuk heyecanın zamansız gözlerinde irkilmelerim aşk ayıklıyor düştüğüm uzun gecelerden sevişmeleri güneş yüzünü gösterdiğinde bitiyor zaman hiç yürümüyor karanlık odada gelecek bahar ya da hiç yürüyemiyoruz susmalara varan dokunmalarda yeniden doğmaları... İstanbulun çıplak sokaklarında kayıyor ayaklarım ardımdaki gelmelere mi ıslanıyorum yoksa önümdeki gitmelere mi bu nasıl ölüm kol kola giremiyoruz
en iştahlı yabancılığımla bağırıyorum kirletirken düşleri dalgalar okşuyor omuzumu masum bir deniz taşıyorum böyle hesapsız sevinçlerde bilsen nasıl bozuluyor seni ağırlayan şehir ki, her iz tetiğe basan tuzak/ tuzaklarda sahipsiz gözyaşlarım bilmem isimsiz kaç uçurumun çocuk gamzelerine tutunmuş kalbim ahh...
şimdi her gece uyumadan acıyan yanlarımı şımartan deliyim aynada nefesimin çizdiği resim içimi akıtan buğu oluyor ilk defa seyerederken silkinişimi camdan ruhumdan sızanlar sayıklıyor herkesi ve herşeyi biliyorum bağışla hüznümü adam geç kalmış bir intiharım
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
seni duyduğum seslerden şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
seni duyduğum seslerden şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
seni yalnızlığımın bahçesinde suluyorum dudaklarımda dalgın ayrılık ellerimde akşamlar-
şimdi her gece uyumadan acıyan yanlarımı şımartan deliyim aynada nefesimin çizdiği resim içimi akıtan buğu oluyor ilk defa seyerederken silkinişimi camdan ruhumdan sızanlar sayıklıyor herkesi ve herşeyi biliyorum bağışla hüznümü adam geç kalmış bir intiharım
bu kalemin şirlerini okumayı seviyorum.. şiir gibi şiirdi. güne gelen güzelliği kutlarım.
en iştahlı yabancılığımla bağırıyorum kirletirken düşleri dalgalar okşuyor omuzumu masum bir deniz taşıyorum böyle hesapsız sevinçlerde bilsen nasıl bozuluyor seni ağırlayan şehir ki, her iz tetiğe basan tuzak/ tuzaklarda sahipsiz gözyaşlarım bilmem isimsiz kaç uçurumun çocuk gamzelerine tutunmuş kalbim ahh...
Hüzünle kırık bir sevdanın karışımıydı. Okuyan hissediyor o yoğun duyguyu. Şairi ve şiirini kutlarım. Saygılarımla
geç kalmış bir idrak belkide içimizde gölgelerle korkuların hesaplaşması gibi ruhumun iki yakasında uzun birer nehir ve ben sallabaş giderken hangi taraftan aktığımı bilmiyorum her şeye geç kalmışken hüznüme yalnızlığı seçmişim ki eyvllah olsun... seni okumayı özlemişim... sevgiler saygılar
buğulu bakışlarda yazılır ismin eller tutamaz elleri yürek susturamaz çığlıkları ben İstanbul biriktirdim heybemde Şimdi ise köprüsünün üzerinde bir el atmanı bekliyorum
Kalem dostum;satırlarda hüzün,kelimelerde serzeniş,anlatımda yürek dili hakim şiirinizde... Kişileştirmeler herzamanki ustalıkla hayat bulmuş,betimlemeler ve cinas tam tadında...
''ardımdaki gelmelere mi ıslanıyorum yoksa önümdeki gitmelere mi'' Bu iki satır kelime işçiliği abidesi...
''böyle hesapsız sevinçlerde bilsen nasıl bozuluyor seni ağırlayan şehir'' Bu iki satırda kişileştirme ile şehir yaşatılmış...
Kutladım şairi
saygılar