Acı Çekmek Şaşkınlıktandır
yapraklara özenle bakarken benliğim
kader gibi onulmaz bir yağmur sonu unutkanlığı süzülür caddelerde ve keskin bir yalan kadar hırçın saplanır böğrüme sensiz duraklar kent sırım gibi bir kış başlangıcına nazlı ama sen nehiri oluyorsun ilkyaz korkularımın ben yalnız şarkılarınla kalabilirken ayakta yaşama isteklerim kımıldaştıkça başı göğe erer ara renklerin duman ve tipi sulak bir acılaşma sırtımda bu çiseleyen saçlarıma dokunan parmakların sayfalarıma göçüşlerinin nahoş öğlen vakitliliği karnı aç çocuklar beklerken hala güneşimi somun kokulu okul saatleriyle mutlanır şiirler bodur evler aşka meraklı nefesimin buharına gömülür ağaçlar delicesine yağmur şımarığı arabaların içi görünmüyor soluk renkte bir tablodur kaldırımda kendini yalnız sanan adam duman ve tipi avuç içlerinsiz geçirdiğim iki densiz yağmur ağladığını gördüğüm genç kızın kırmızı atkısı günün ardından yanağımın yangını gövdemi sarıp sarmalayınca bulanık gün rengi anımsadım çok yüzlülüğünü sözlerinin susuşunu hayra yormadan elveda diyorum yağmura duman ve tipi nokta nokta işlendiğim kentin sıradan seslerle detone düeti konuşmak istemiyorum kendimi yıpranmış yaprakla çünkü acı çekmek şaşkınlıktandır herkes kendini saklarken söyleyemeyeceğine vazgeçilmezlik isminle anılır olmaktır kirlenmeden sevgi ölüm vazgeçmiyor benden... kurtulmak istemiyorum sensizlikten... kağan işçen |
olmasa da yorum
ayrılıyorum sağlıcakla kalın