18
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1979
Okunma

kadim yalnızlığımın demindeyim
leyli zamanlarımı öğütüyor esmer bir hüzün
ahşap pencerem açılırken
bonkörce
içeriye süzülüyor
başkalaşan ışıkların büyüsü,
yitiriyorum kendimi
kendimden ayrı, bir ruh eskizinde
tüm aykırı doğrularımı sıralıyorum
sokaktaki sessizliğe
çöp konteyner’ları bozuyorken düzeneği
ayağı aksak, tüysüz bir kedi kaçışıyor
panikle
dayanma gücümü, uzatıyorum titreyen tenine
ve
sövüyorum tüm evsizlerin kaderine
her şey benimle ilintili gibi..
rutubet kokmuyor kent
öykünüyorum
ayı ıslak öpen yıldızlara
enginine sığınıyorum hep bu mevsimin
ilk yağmur cemresinin düşmesi zor olsa da
sinyaller gönderiyorum şimşekli
İri göğüslü bulut kümelerine
açıyorum yapraklarımı
nazlı bir sonbahar çiğdemi gibi…
varoşlardan ciğerime dolan
ağır kömür kokusunda
anlıyorum
seni nasıl kaybettiğimi
daralıyor göğsümün çeperi
ah
amansız bir hastalık sanki hasretin
bekliyorum içimde iyileşmeni
denizi kulaçlayan balıkçı teknelerinden kayıyor,
yalancı mavi
gözlerimin ıslak ferine koşuyor
davetsiz ateşböcekleri
dokunmayın
alakasızım bugün
anlamsızlığında savruluyorum depresif rüzgarın
açılan eteklerimi çekiştiriyor annem
yine her zamanki gibi
dikkatsizim
aldanıyorum masumluğuna
"seni seviyorum"la başlayan cümlelerin
yine penceremde/ kent
yine kente sığınan, hıçkırık nöbetlerin
ne kadar silkinsem yapışmış üzerime
tutamıyorum dizginlerini, sonbahar da gitmelerin
ey şehriyar !
ilk kar düşerken senin eserekli gönlüne
yine anılarımız kanayacak
buralarda, dingince
Çiğdem Parlayüksel (09.11.2010)
5.0
100% (15)