Maviydi Sıcacık Kar
Maviydi Sıcacık Kar
papatya beyazı yol yorgunluğunda güneşinle yakıyorum yüzümü umarsız toprağın hırsını alacak mı ki ölümüm doyamayınca güzelliğine ufuksuz bakışlarım yeryüzü doysun istiyorum anlamaya beni: ’süresiz bir sevdalılık halleri ve pencerelerini trenlerime açmış iki damla gözyaşı’ maviydi kar sıcacık kimsesizliğimin ortasında bıçak ucu kanım ılıcacık akar kapılar açılınca yazlarıma kiraz küpeli ve salı günleri saat dokuzda gözlerim daha mavi ve yine ve bakışların daha umut vericiyken dar koridorunda acı çekişlerimin sarı gülüşlü ellerimi yarım kalmış ağacımıza uzatıyorum rengi soluk kaynamış ıhlamur suyu buharı kokulu ben ilk defa sende korktum anlaşılamamaktan anlaşılan senden böylesine zamandan güçlü oluşundan... aradığım bir şey var bu belki kızımı sevişimde saklı belki kızımdaki çok ve çoğul çocukluğumda senin acımayışın zamanı seninle geçirmek isteyişime söylemek istediğim bir şey içimde kaskatı bir kar çığlığına bürünmüş göremiyorum kendimdeki kendimi pencerelerin gelinliğidir tül perdeler şimdiyse senin ellerinde sıcaklığı fapfarklı maviyle sıcağın karışmasıyla gelince kar gözlerimin uçan balonlu renklerini sevişine... Kağan İşçen |