ÇILGIN ADIM, MARŞ-MARŞ
işte benim sağ tarafım
dizim çakıllı zemin, omuzum dipçik, tetiklenmiş işaret parmağım şimdi gördüğünüz de sol tarafım avucum namlu, namluda mermi, gözüm daima açık,göz-gez-arpacık * * * ve siz ayaktakiler haydi şimdi, gösteri taburu olun gözlerimin önünde doğumum bende saklı kalsın ama çocukluğum mutlaka olsun içinizde acemi alfabelerin komşu çocuğu ali, topu atarken ayşe’ye tutsun diye ben kırlarda çiçekler toplayayım, sunmak için önümden geçerken size /kırlardan topladığım o çiçekler ki, öylece dururlar hala hiç solmadan tabiat bilgisi defterimin ilk yaprağında, ilk günden daha taze/ ve siz gösteri taburundakiler haydi şimdi, serbest ama hızlı adımlarla slogan türkülerini alıp gençliğimin, uzak hedeflere koşar gibi mesela her sokakta kavga, her meydanda ölüm, sırtınız açık hain kurşunlara ama vurulsanız da yıkılmadan, kurşun askerler gibi ayakta ve kol-kola /bir de kurşun askerim vardı ki, hala kaçmamıştır savaş meydanından bana benzer gözleriyle yol yorgunu, öylece bakar gökyüzüne/ ve siz hızlı adımlarla yürüyen gösteri taburundakiler, şimdi koşar gibi benimle aynı gün ve saate ayarlayıp, mevsimlerinizi ve takvimlerinizi son solukla koşun ele geçirmek için, adını bile bilmediğiniz o menzili ama önce göz atın aynanıza, ne kadar da bana benziyorsunuz değil mi /siz horozlu marka aynayı bilir misiniz, hani arka ceplerimizde taşınan öyle korkardım ki kırılırda, yüzümü bir daha göremezsem diye/ * * * ah benim vakitsizliğim çiçekler solmuş, kurşun asker çoktan ölmüş ve kırık bir ayna cebimde vah benim yapacak bir şey kalmamışlığım şimdi son bir komut daha vereceğim, namluyu çevirip gösteri taburuna Cevat çeştepe |
Saygılarımla