Bir Aşkın G(e)ri Çağrışımlı Gül KonseptiAğır gri bir mihenke bulandı karmaşa denklemi Tutsak akla,eskilerden maya çaldı zılgıtı puslu rüzgâr Melankoli hüzünle dalaştı ilk kez Ter bastı ince belliye değen parmakları, efkâr dedikleri Taşeron bir gülümseme kanattı dudakları,hırsız kiraz rengi Yeis,hazana göz kırptı ,yerdeki yapraklara Farkındayım Lam’ı devrildi artık iyice takvimin Yaşmak bürüdü yine yaşamak, taşındı bir başka bahara... Ferasetin yangın yeri ,yokluğun amele cepkeni _Delik,deşik,dün kaçırıyor sürekli_ Zamanın yenik cüssesi sanki bir kara delik Doludizgin cezirlere, lâl medlere gebe Abidesi yıkılmış makberin en kayıp yerinde meteliksiz Yıllar zaviyesini batırmış omuzların tam ciğerine ki;bu zır delilik Kaç tepe hatmetmişsin oysa, kaç hırsız gönüle aşeren demlik Kaç soluksuz aşkı turfanda biçmişsin kim bilir _Laf aramızda, hiç biri de sen değil(d)sin_ Kapa gözlerini ve düşün şimdi; .................................................... Vakit, arsız bir maskara şimdi yüzük/oyun aynalarda Zembilinden asılmış kaç envai sıfatın Bağdat’ı olmuşsun hatırla Ama her kümbet yıkılır bir gün çöker Sadr’ı Ehemmiyetini bombalandıkça zaman; o gül aksinin İşgalden muaf bir keşide attığında takvimler işte alnına _Hani güzellik cakanın cicim ayıdır ya _ Geç kalmış her yanına batacak dikenler Bir çöl sayhasına sesleneceksin _Tanrım ben ne hale gelmişim_ Artık dikilemeyen kırık bir kalp Dikine zamana yamalı bir ağır işçi Ve; Bir de kendini çok beğenen sen Üçünüz bir arada o üç vakti bekleyeceksiniz... Lahit eskisi bir yaşamdır şimdi Kır saçlara soluk benizli resimler eşliktir Ki; tevellüt devirmiş yetmişi Heyhat... bak ne hale gelmiş Bir zamanların en güzel yüzlü mihracesi Ama acıyan olmayacak ne yazık Şimdi ütüsüz basma entarisi gibi kendisi/külkedisi... .................................................... Kocayan kurtlar sürüden ayrılır ki; kimsesizdir Kırmızı,sarı, pembe ya da beyaz hiç farketmez Bir gül solana dek her rengi öper bir kez! Her taşın ufağı tozdur evet her suyun damlası da hayat Ama; hangi dalga vurduğu kayaya yerleşmiştir! Hem; Kurşuni bulutlara kanarak ıslanmış tüm maviler Kuruyunca yine mavi değil midir? Ki;sen hâlâ avuçlarımın tozundasın İnce zarlardan örgülü zihin pervazımın paspasında İçimi dağlayan konçertonun baş kemanı Dilimi donağından ayıran güllerin sultanı Hayat kısa ,dünya göründüğünden ufak işte Asude Ve sen geriye dönmeyecek kadar inatçı olsan da Ama hiç unutma ; Asla griye dönemeyecek kadar da pespembesin hâlâ Geç kalınmışlıktan başka Hiç bir şey için geç kalınmış değildir aslında Ve; Asude’m sen o t u z b e ş i n d e s i n daha... ToprağınSesi |