MAVİ EFSANE SENFONİSİhoşnut duygular parkına düşmüş yine garbın zülfü kendini arayan aksansız mahrem ricatlar vakti biri iki etme telaşından sızan sarı zifir alkolsüz küfürler sokulmuş gerdanına ki; namahremin sol elidir öznesini yitirmiş ağlak asalı tümceler yüklenmiş geceye saksağan yuvası gamzeler ıtırı kesmiş çoktan niyazının bir yanını küfre bulamış yine umarsız hilkat suya aç kuşlar gibi yine mavi meseli darba uğramış misafir kelamlar korunaksız yine ağlamaklı hali bir yanı zaten çoktan beyazını bozmuş bakışlar...! sıfatını süngerliyor habire süblimleşmiş balıksırtı avuçlar memnuniyet sadece kurulmuş sofra seyri doyurmuyor bir alışkanlıktan daha iriyse ilgi ikinci şeridi kabul etmiyor işte aşk trafiği...! acabalar batarken ellerine işte izafi bir pas payı bırakıyorsun mecburlara bırakamıyorsun işte doludizgin kelamları ister istemez mehteran dantellerle dokuyorsun ihtimallerin vesayetinden kurtulmadıkça gidişatın vaziyeti duygularına ebeveyn değil olabildiğin sadece vasi...! seviyorsun ve kene gibi yaşamak için sarılmak tek çaren adına sahte sıfatlar koyuyorlar ki; kurşun gibi çoktan seçmeli şefaatler uçarken güvercin misali omuzlarında kendi gözlerini emanet edip kendine vuruyorsun aynadan sızan hırsının bam teline ve biliyorsun maalesef sevmek yarı ölüm eskizi...! ve ne kadar yaşayacak daha çok sürmemeli baharda yapraklanan ilk sürgün hali dökülenlerden dökümlenenler sararmadan tedavül olmadan başka baharlara aslında anlatamadığın öyle çok şey var ki; diyebilsen keşke meselalar çoktan eskimiş masallar sizlere ömür vesayeti verasetinden daha gürbüz nadası bile sürülmüş kirpiklerinin rimeliyle kalabalık sesler içerse de endirek konçertolar en önce çalar uvertür oyun değil kulağına teyellenen keman sesi olsa olsa mavi efsane senfonisi...! ToprağınSesi . |