Bir Kapı Açıldı...Yuh
korkaktık... zavallı
sokaklarımızda toz bulutu ayaklarımız üşümekten mosmor güzel olduğunu sana her şey uzaktı arkadaş iklimlerimize bizsiz güzellik kavaksız ırmaklar gibi... haberleşmesiz yeni aptallıklarla ve masumane düşkünlüklerimizle ölüm mü olacağız sorusunu söylemezdik kimseye daha öznesi olmayan aşkımızın kırçıl nesnelliğini saymadan eğri büğrüdeki güzelliği yokluk başımıza vurmuş be üstad gelsin de anlasın şimdi çağla ağacının altındaki kuş mezarını aşk sanılan kepazelik vurulduğum bir başka sıradanlık kahramansız ve yitik kiracı ve sabah çay ocağıyla makbul semaver kokulu buharlanışlarda yakamda kalan saç telini gözlerim dolarak okşamak o çetin cevize çatardı ölmek isteği aşağılanmak duygusu bizdeki o yatak kıyafetleriyle gazete ve ekmek almak ölümün önüne geçerdi sonrası varsa yoksa felsefe ah sosyoloji ha ha ha noktamız virgülümüz durumuz durağımız olamaz bizim çizgisiz yüzümüz alaşağı olmuş kırıtkan karmaşayı yok bilen ekmek kırıntısı sevdalıs oynaşlı birer serçe sadece ayrışmak isterdik jilet itinasıyla aşk sanılanla yanlızlık satan alt üst bile olmamış yıllanmış ceketsizlikle ya da gömleği is kokmamışlıkla sakalımız topoğrafyası bu hansız hamamsızlığın vardiyasız evlere dikleşirdik olur olmaz yerde bekar muammasıyla ruhumuzun en kötü evliliklerin merdivenlerinden aşağı yuvarlanan sarışın esmer kızıl ağzı bozuk iki paralık etmez kuruşsuz serserilerdik bir kapı açıldı... yuh şiir bitti sanırdık ölümdür çözümsüzlüğün cankurtaransız illeti sonrasında üstad bir kapı açıldı ışıksızlık kertesinde ince ama ağır geçen çocukluklu bir çocuğun çaresizliğe bakışlılık ağlaması eşliğinde ve gökyüzü gene bize kederlenmiş avunalım mı ey yavşak sokulganlık yoksa isyan modunda mı kalsın tenselliğimiz... Kağan İşçen |
Tekrar okumak bu harika şiiri...
Kutlarım sevgili Kağan yine ve yeniden...