Kuzeye Yağmurlarımzaman oyalarken beni fesleğen kokulu akşamların avuçları yalnızlığımın parmak izlerini bırakıyor boş duvarlara sen giderken usulca örttüm dudaklarımla kelimeleri fakat ısrarla boynumdan çözemediğim r ü z g a r yön veriyor yılgın kanatlı serçeye kuzeye taşıyor öpüşlerimi çözülsün kasabanda yağmurlar birikintisi mahvedecek gözlerimi yoksa kaya tuzlu dalgaların nerden bileceksin ki kirpiklerine bağışlayamadığım gözyaşlarım kaç kusur düşürecek bakışlarıma karışıp ağustos sıcağında kırışık ve ürkek eylül yaprağına sarılıp uzatır acıtarak saçlarımı öksüz y a ğ m u r l a r ı m geceler ölü çıplak ve utangaç yıldızlar sabahlar tehir edilmiş gelişlerine mahsuben şaşmamalı güneşin sırtını dönüşüne işte bu yüzden ölü gündüzler sahi raylara çizdiğim aşkın üzerinden hangi trenle geri döndürebilirim seni ö l ü m ü n e. kalmalı olduğumuz yerde öylece... hiç kıpırdamadan ıslanmalı... _asmin_ |