su verin onaağır bir sözle ya da keskin bir kelimeyle kırıp göğsümdeki kafesi pençe gibi açarak parmaklarımı sökeceğim yüreğimi kirli tırnaklarımla; söküp atacağım beni ben yapan yerimi köpeklerin önüne canlı canlı yesinler diye ölmemiş bir aşkı… çırpınarak can veren sevda kanarken açların ağzında dudaklarım mühürlü gözlerim ölmüş olacak; biliyorum elbet acı çekecek parçalanırken kalbim! belki de taştan örerek bedenimi baştan aşağı bir kale gibi korumalıyım aşkı tahtında huzurunda her gece eğilerek bahtıma doğacak seni beklemeliyim surlarımda… gördüğüm her toprağa umut ekmeliyim yağmur kuşlarından dilenmeliyim suyu, açmalı umut ister mor menekşe isterse kan karanfil olarak; ayrılık darağacına çıksam da boynuma sensizlik urganı geçerken bile gülmeli yüzüm, çaresizlik celladı tekmelemeden önce iskemleyi son isteğimi sorunca umut çiçeğini işaret etmeli gözüm, - lütfen su verin ona! gizlemeliyim sevgiyi gönlümün görünmeyen yerine, kem gözlerden fırtınalardan korumalıyım; biliyorsun alışkındır rüzgârlı kentin çocukları, sigarası için çakarken kibriti sönmesin diye avuçlarında saklar ateşi! ö.n |
Kutluyorum.
Saygı ve sevgilerimle.