yağmura doğru
yağmurdan sonra yürüdüler
zamanın gölgesinde gezdiler sokakları her adımda kırıldı bir taş kanadı şehrin kaldırımları… ve yol ayrımında durdular; biri kurumuş bir çınar diğeri çiçek açmış kiraz ağacıydı sanki! belki de gizlenirdi bereketlenirdi sevdaları düşmezlerdi ayrı yollara eğer deneselerdi yağmurda gezinmeyi! birden acıyla kıvrandı adam kuş kılığında bir düş düştü göğsünden önce çırpındı uçmak için sonra durdu kanatları, dönüp bakmadılar bile zaten öleceği belliydi o serçenin bu yüzden eğilmedi ikisi de. sevgiliye sevgiyle söylendi son sözler eller veda için buluşurken avuçlarında kırıldı umutları, yaşlar vardı her birinin yüzünde birinde bahar çisentileri diğerinde güz yağmurları! adam son kez öptü çağlayan saçlı yüreği rüzgârlı kızı ve mırıldanarak Tanrı’ya bir şeyler sordu bıraktı kalbini yürüdü yağmura doğru... işte o gece iki melek buluştu gökyüzünde! ö.n |