Bir kadim yalnızlığa düşmüştü elleri Haliç’i bana bıraktı saçından kopan zülüf Yıldızları uğurladı göğe bir kap su dökerek Kaç gönlün şakağından vuruldu hatıralarla Her zemheri solukta vurgun yiyerek
Sokaklar… Derin ve korkuludur sen uyurken Bir yüzü döşek, bir yüzü kayıp inci Kaldırımların döşüne uğrayıp geçen rüzgâr Serin bir Eylül sabahı gibi tutkuludur Sualsizce nutkumu dinleyen sokaklar
Sen uyurken uykusu kaçtı gemilerin Volta atıyordu denizde çığlıkları Dalgalarda imzası kalır gibi şairin Berceste oluyordu dilime sıçrayan dize Deniz kokuyordu sevdası şiirin
Bu ışıklar, bu güz, karşı kıyıda ağlayan saz Cumbalardan süzülüp göğe karışan ses Hüznümü tercüme eden dilsiz yakamoz Ayağımda güller ezildi musiki tepelerinde Bülbüle terki oldu güldeki toz
Ah ne güzeldi göğsünde çırpınan kuş Benim ak öpüşlü ürkek güvercinim Kafeste asiydi bazen, boşlukta sarhoş Yokluğumda uykusuzluklar deviren Güvercinim uyuyor, ne kadar da hoş
Eski bir şehir gibi gömüldü artık İkimizden kalan şey hatıralara Belki yağmurun koynunda, belki de bulutun Dinmez bir sızı gibi başımda çoğaldı aşk Ne olur sesini kısın İstanbul’un!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
SESİNİ KISIN İSTANBUL'UN şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SESİNİ KISIN İSTANBUL'UN şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Eski bir şehir gibi gömüldü artık İkimizden kalan şey hatıralara Belki yağmurun koynunda, belki de bulutun Dinmez bir sızı gibi başımda çoğaldı aşk Ne olur sesini kısın İstanbul’un! ... İstanbul'un sesini kısmak..yani hatıraların mı..aşkların mı yada umutların..bence bırakalım çığlık çığlığa kızsın aşk bize nerelerdesiniz diyerek.. :) ece..
Bir kadim yalnızlığa düşmüştü elleri Haliç’i bana bıraktı saçından kopan zülüf Yıldızları uğurladı göğe bir kap su dökerek Kaç gönlün şakağından vuruldu hatıralarla Her zemheri solukta vurgun yiyerek
Sokaklar… Derin ve korkuludur sen uyurken Bir yüzü döşek, bir yüzü kayıp inci Kaldırımların döşüne uğrayıp geçen rüzgâr Serin bir Eylül sabahı gibi tutkuludur Sualsizce nutkumu dinleyen sokaklar
Sen uyurken uykusu kaçtı gemilerin Volta atıyordu denizde çığlıkları Dalgalarda imzası kalır gibi şairin Berceste oluyordu dilime sıçrayan dize Deniz kokuyordu sevdası şiirin
Bu ışıklar, bu güz, karşı kıyıda ağlayan saz Cumbalardan süzülüp göğe karışan ses Hüznümü tercüme eden dilsiz yakamoz Ayağımda güller ezildi musiki tepelerinde Bülbüle terki oldu güldeki toz
Ah ne güzeldi göğsünde çırpınan kuş Benim ak öpüşlü ürkek güvercinim Kafeste asiydi bazen, boşlukta sarhoş Yokluğumda uykusuzluklar deviren Güvercinim uyuyor, ne kadar da hoş
Eski bir şehir gibi gömüldü artık İkimizden kalan şey hatıralara Belki yağmurun koynunda, belki de bulutun Dinmez bir sızı gibi başımda çoğaldı aşk Ne olur sesini kısın İstanbul’un!
Evet kıssınlar Hocam...Yeni bir deneme sanırım ama,çok başarılı ve güzel..Yürekten kutladım.Selam,saygı...
İkimizden kalan şey hatıralara
Belki yağmurun koynunda, belki de bulutun
Dinmez bir sızı gibi başımda çoğaldı aşk
Ne olur sesini kısın İstanbul’un!
...
İstanbul'un sesini kısmak..yani hatıraların mı..aşkların mı yada umutların..bence bırakalım çığlık çığlığa kızsın aşk bize nerelerdesiniz diyerek.. :)
ece..