herkesin yarası doğarken başlıyor kanamaya bu yüzden boşuna uğraşmayın merhem olamazsınız hiçbir yaraya
Hasreti isa
senin varlığın için ben yok ol/urum
aşka ayak sürüyen topal bir fahişeydi zaman ölüm sarılır bana kolların diye durmadan
yürek boşluğuma düşen hangi korkunun adısın sen bilsen ne kadar kanarsın gözlerin geçerken yorgun gecelerden
yalansız bir yalnızlık çalıyor kapıyı bir hiçliğe açılıyor yüreğin cennetin döl yatağında büyüyen lal olmuş kızgın bir dilsin
kan renginde yağardı yağmurlar saçlarına ağlama mezarlarla konuşmayı kim öğretti sana
cehennemden geliyorduk geride kalan ömrümüzü de yok sayarak düşlerde tutsak ve hiçbir kavgada yoksak dağıt kendini aslına dön neye yarar ki daha fazla yaşamak
göz göre göre eriyoruz günden güne hangi yalnızlığı çalsak ardından gözyaşı çıkıyor odalar kendi kabuğuna çekiliyor birdenbire susma kendini avutmak için bir masal daha söyle
seviştikçe kasıklarımızda ağır yaralı bir kaçak giriyor mezara artık faili meçhul bir tarihtir bizi kuşatan ölüm kaçınılmaz bir son dünyaya yetecek kadar mermimiz var bu yüzden korkmayın arkadaşlar diyordu bir general delirme çağında ömrüm
kaburga kemiğimin altında sönmeyen bir yangın var işte senin başlattığın ve hiç sönmeyecek yaşadığım sürece bir parantez açtım burada seni yükledim soluğuma sen giderken parantezi kapa dudaklarınla
aşk iki çıplak yüreğin birbirine dokunması sevgi sürekli kan kaybeden bir yaralı insan kılığında dolaşıyor aramızda ne zaman koynunda bir gül uyusa kokun çıkmaz odadan bir yıldız kayar geceden kimseler görmeden
uykularını sil gecelerin gözlerinden uzağıma düşme darda değilim sevgilim sen üzülme göğüslerin kepenklerini açardı uçurtma şenliklerinde
her uçuruma bir ağaç dikersen yetişirsin tanrıya bakma sen günlerin karardığına aldırma sen sevdiğim her şey döner bir gün aslına
kupa kızına göz dikiyor kahvede kumar oynayan adamlar bir yaprak suya dalar yokluğun dayanılmaz olur yine senin olmadığın kıyıları dövüyor içimdeki dalgalar
insan büyüdükçe yenilgileri de çoğalır dudaklarımın titremesinden bir sen anlarsın önce çığlığını aşık et kendine sonra beni gölgemi düşürdüğüm denize akıt nehirlerimi
dolunayda gitarın tellerine asıyor kendini bir gölge ve nedense notalar ağlamıyor bir intihar gülüdür çöl yalnızlığın akıl deli doğar bu yüzden beni uslandırmaya çalışmayın çocuklar
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
AŞKA AYAK SÜRÜYEN şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AŞKA AYAK SÜRÜYEN şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
dolunayda gitarın tellerine asıyor kendini bir gölge ve nedense notalar ağlamıyor bir intihar gülüdür çöl yalnızlığın akıl deli doğar bu yüzden beni uslandırmaya çalışmayın çocuklar
Ne güzel anlatım insanın yüreğini titretiyor. tabrik ederim şair.
göz göre göre eriyoruz günden güne hangi yalnızlığı çalsak ardından gözyaşı çıkıyor odalar kendi kabuğuna çekiliyor birdenbire susma kendini avutmak için bir masal daha söyle............ne masallar dinledik bir de küçük bir çocuk saflığında inanmaya nasılda hazırdık on ikiyi bulmadan büyü bozuldu be usta...hep masallarla mı avunacağız yoksa...
kaç kez okudum kutlayamadım kusura bakma valla kestane şekeri getiremiyorum diye gelmiyorum sanma:))) mudanya'da problem oluyor net... o yüzden haa bu arada Datça kadar güzel olmasada güzeldir mudaya:)) selamlar o güzel kıyılara güzel denize:) selam ve muhabbetle
herkesin yarası doğarken başlıyor kanamaya bu yüzden boşuna uğraşmayın merhem olamazsınız hiçbir yaraya
yüreğimi suskun bıraktı..bu yürekten yazılmış dizelerin dost!!!!sessiz gelmiştim..gönül bahçene...sessizce ayrılıyorum..yineee..çoookk gzeldi..aşkların yazanı..kutluyorum...sevgiyle her dem
Dindirilmesi zor beyazlıklar yaşandı, saç kenarlarımda.
Söyleyecektim ben ama zor geldi,, dönüşünü tekrardan izlemek
Söyleyecektim ama,, buna değmezliğini tüm kareleriyle gösterdi, yabancı ... Söyleyecektim,, başka yörüngelerin himayesinde Yusuf olmasaydı gönlün.
Söyleyecektim,, zamanın kimsesiz olmamış halleri görünse de ufuktan
Bitirmişliğini fısıldadın sen kulağına zamanın,,
Tüketmişliğine helvalar yaptın sen ardımızdan.
Çok değildi hani,,
Önüne geçebilecek hal bile bırakmamışken,
İsterdim,, biraz olsun tanısaydın beni…
Eylül..
gittin işte ben seni yüreğime komşu yapmışken..
Usta şair sesi dizelerinin özel kalemin yankısında Emeğinize ve yüreğinize sağlık elinizden kalem yüreğinizden duygu eksik olmasın sağlıklı ve mutlu kalın" saygılarımla..
kaburga kemiğimin altında sönmeyen bir yangın var işte senin başlattığın ve hiç sönmeyecek yaşadığım sürece bir parantez açtım burada seni yükledim soluğuma sen giderken parantezi kapa dudaklarınla
muhteşem bir şiirdi... ben en çok bu kısmını sevdim ama... açılan ve kapanan parantezler... harikaydı... kutlarım dost... saygılar....
herkesin yarası doğarken başlıyor kanamaya bu yüzden boşuna uğraşmayın merhem olamazsınız hiçbir yaraya
Hasreti isa
ne kadar şanslıyım.. geçenlerde hasreti isa' nın kendisinden duymuştum bu özlü dizeleri bizzat..
dolunayda gitarın tellerine asıyor kendini bir gölge ve nedense notalar ağlamıyor bir intihar gülüdür çöl yalnızlığın akıl deli doğar bu yüzden beni uslandırmaya çalışmayın çocuklar
nemenem bir aşk.. nemenem bir hasretse.. yazdırdığının ihtişamı göz kamaştırıcı.. ve yürek bağlayıcı.. muhteşemdi dost.. kutlarım.. sevgiyle..
dolunayda gitarın tellerine asıyor kendini bir gölge
ve nedense notalar ağlamıyor
bir intihar gülüdür çöl yalnızlığın
akıl deli doğar
bu yüzden beni uslandırmaya çalışmayın çocuklar
Ne güzel anlatım insanın yüreğini titretiyor.
tabrik ederim şair.