VURULDUĞUNU KİMSELER GÖRMESİN YÜREĞİNİNŞiirin hikayesini görmek için tıklayın yine içimde savruluşunun resmini çizdim sayfaya
bu gün gidişinin kaçıncı mevsimiydi nasıl bir uzaklıktı çıktığın yol içimde derine inmiş sorularla baş edemez oldum duvardaki resimlerini bir bir söktüm duvardan yüreğimin arka kapağına sıraladım en çok da saçlarını dağıttığın deniz kıyısında sulandı gözlerim birkaç damla gözyaşı düştü kırmızı elbisene dışımda bir kapının sınırlarını zorluyordu sözlerin oysa gün çoktan çekilmişti kabuğuna ellerimi dayadım bulutlara yağmura yüz sürdüm birden uzak bir kıyıda demirleyen tekneden keman sesleri geldi kulağıma alevler tutuşmaya başladı bedenimde damarlarımdan çekilmeye başladığında en son içtiğim şarabın rengi ayaklarım sürünmeye başladı kumlara adını yaza yaza G E L İ N C İ Ğ İ M vurdum kendimi sulara sular toprağa vurdu İYİ Kİ YENİDEN GETİRDİN BENİ DÜNYAYA gelincik tarlasında bu şiir ilk çocuğumuzdur iyi kundakla... ----------------------------------------- Gelinciğim’e ‘’ yaslan omuzlarıma vurulduğunu kimseler görmesin yüreğinin ‘’ Hasreti isa etna yanardağına dönüşmüyorsa bir yürek orada aşkın adı anılmaz güneşin kızıllığını alıp karanlığa götürüyor ellerin dilin varla yok arası oysa avuçlarınla denizi taşımıştın bana akşamlara alıştırmayalım çocukları boğ beni ışığınla kamaşsın göz bebeklerimin masalı üzümün gözyaşları dönüşürken dudaklarında şaraba ey sen ibadet için göğüslerinin düğmelerini bana açan tan kızıllığına varmak için kasıklarımdaki nehri kullanan gece artık kıvrılıp yatabilir gözlerine benim yerime kendini yokluğunda sına içini boşalttığında ağırlaşır yüreğin gece çocuklar doğurur babasız kordon boyu akar kan bir yanda güz üşür bir yanda ada kal orda bu kıyı seni denize taşımaz nasılsa lodos serpintisi bir martı okşardı yüzünü ayaklarım sılanda sürgün hangi dağın ardında tutsak kaldı dokunuşların yaslan omuzlarıma vurulduğunu kimseler görmesin yüreğinin artık pamuk kozaları yakılabilir tarlalarda gün kendini sürebilir bir anlamsızlığa kuşlar çekilebilir yıldızlarla akşam uykusuna rüyalarıma bodoslama gir gölgemle birlikte yürü yüzümün sokaklarında okşa parmaklarınla göğsüme düşen koru beni meleklerin kanatlarında s/akla hüznümü daha büyüt ve vur çarmıha yüreğinin kuraklığına ek hasretimi harama harman et savur saçlarını alev damlalarıyla besle yıldızları yeni bir anlamı yükle aklıma beni bırak sen doyur önce aç yanlarını bırak aşk örtsün sevişmelerin üstünü yağmur çocukları ıslanır düşlerin avlusunda geceye bir bıçak sallar kadın başka Deniz’lere darağacı olmasın diye göğsünün kırlarına yıllarca ağaç dikmedi toplasam bağrımda yanan kor alevleri üşümelerin biter mi göğüslerini bastırsan düşlerime hasretin diner mi duruşuna gölge düşmesin diye gün boyu ayak sürüdüm durdum aşk çemberinde uykuyu yarıda bırakıp döndüm rüyama kaç gözyaşı ölür gider kirpiklerinde çamura kesilir toprak ölürüm yar sensizliğin ertesinde tanrıya giden yolun senin gözlerinden geçtiğini anladığımda vakit çok geçti dul dudaklarında büyüyen bir gülün gölgesiyim aslında alnımda intihar günlerinden kalma çürüyen bir yara yaralıyım sevdanın vurulduğu her boşlukta yaradan’dan önce sığındım kapına dualarla taranmalı saçların gelin olup giderken ayrılığa yürek yeni bir yanmanın son arifesinde aşk yurdunu arar sularda ben kara bir bulutum kirpiklerinin ucunda şafak soğuk nefesim boğuk boğuk üşür koynunda zemheri yanlarıma dokun soluksuz sokul savruluşlarıma olunacaksa sevgiye köle olmalı insan sıvaları dökülmüş bir duvara daya sorgula beni çatık kaşlarının ortasında afyon çapasından dönen ellerinle sevişmeye hazırla bedenimi utancını kapının dışında bırak dilimi rehin bıraktım kalemin ucundaki sancıya ötele akşam namazını başka bir kazaya ömrümü koynunda uzat ey sevgili yaşanacak ne kaldıysa geride ser önüme yağmur yorgunu gözlerinde söndür ateşimi ikimiz de biliriz bir kıyıda kefensiz ölmesini İsa İnan Şiirime ilk kez can veren Sebahat Kara hanıma yürek dolusu teşekkürler |
Şiirin olduğu yerde her güzellik vardır
Her güzelliğin olduğu yerde şiir vardır,
Yaşam bitmez şiirdir, şiirde hayat vardır
Şiiri doğuran aşktır, şiirin anası aşktır.
---- 25.04.1960 - İslahiye
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul