VE SÜRÜLDÜ YÜREĞE ŞİİR.................... sadece denize yazarım şiirleri dalgalar kıyıya vursun diye beni ... // bir deliyi sevecek kadar aklı başındayım // Hasreti isa kalbin durana kadar sevmeye cesaretin yoksa karşıma çıkma soğudu dudaklarının kıyısındaki bakir buluşmalar gözlerin yorgun yüreğimde bir uğurlama bu şiir benden sana akan bir iç kanama kül ve ateşten doğdum yağmur bu yüzden kızıyor bana yazılır bir imge değildir dudaklarındaki kanama cennetten bir kelime daha çalıp getirdim adını hasret çiçeği koydum unutma dağınık bir yüz bırakıyorum ardımda arı kovanına soktum ellerimi bir çocuk telaşında kanar mıyım ben bu uykulara her neredeysen çık karşıma ya da ölümcül bir günahla kol kola beni bul karşında sıska çiçekleri besleme koynunda yazacak o kadar çok şey birikti ki zulamda üstüme sevginin kokusu sindi artık bakma sen yıldızlarımı çaldırdığım bulutlara gözlerinin rengini çıkaramaz içimden yağmurlar y a ğ s a d a ve sürüldü yüreğe şiir artık kimi öldürür kime can verir kime ağlar bu kara bulutlar bu bir yalnızlığın yankısı değildir öylesine konmuştur saçlarına belki de yazanı yar/alı bir güvercindir unutma gölge duvarları yıkılır bir bir bir adam girer kapıdan kadın orada delirir ne dağdır ne nehir orada sancısıyla kıvranan kordonu bıçak tutmayan bir bebektir yağmurlar süpürecek bu şehrin kirini çocukları salma sokaklara haramiler göz dikmiş umutlarına bedenim kuruyacaksa da yüreğinin sıcaklığında kurusun derim bir paçavra olsun dudaklarında kıyamet kopacaksa kopsun gözlerinde çek kan bulaşığı bakışlarını ya deliler gibi sevmeli ya bu dünyadan kaçmalı ya da deniz dostumuz bir bağlamayla bizi türkülere asmalı aç avuçlarını aşk şarabını avuçlarından içeceğim seni bir nar gülünün gölgesinde uyutup ninniler söyleyeceğim korkuların için önce tanrıları tanrıları öldüreceğim sen ne yaptın bana hangi ellerinle dokundun yüreğime dinmek bilmiyor içimdeki çocuğun çığlıkları en iyisi çekip gitmeli seni bir başka şiire yazmalı kendimi masallara yazdığımdan bu yana sürekli koynumda sabahlıyor imgeler avutamadığım düşleri gönderiyorum sana sen şiirlerin döl yatağısın unutma canımın içinde yeşeren çiçeğin ateşisin sen gözlerimin feri eceli ellerinde aradığım deli sevgilimsin tek kelimeyle kendimi bildim bileli dilin ucu çok keskin biliyorsun ay masalında yer yoktur çocuklara uykuları yaralar ninnilerin hangi ölüye kefen bulunmaz koynunda bu sevdayı denize göm demiştin bana son mektubunda gurbet kırlangıçları kadar kalabalık ve kabarık yüzüm kalbim zamana yataklık yapmış bir ayaklanma gölgeleri adam sanmaktan yoruldu kadınlar gece uzun sürdü lacivert bir sandıkta saklandı sabah ay ışığı düşleri gevrek olur böylesi zamanlarda bir şiir adınla başlıyorsa oradaki besmele sen oluyorsun unutma kuş konacağı yüreği buldu artık konmaz kırılacak dallara sen savur saçlarını sevdiğim bakarsın döner gelirim bir sabah ayazında yeniden dirilirim kollarında uçurtmaların peşine kendini takmayı unutma ben burada penceremden bakacağım şöyle bir ah çekip hasret ateşini içimde yakacağım ben hep sensizliğe sensizliğe yanacağım öylesine uzak mıydı turnaları taşladığın şehir artık dilimden dökülen her zehir seni yaşatmak içindir birazdan aşk ölülerini taşıyan bir gemi kalkacak limandan onların arasında gülerek donan bir adam görürsen sakın tutma kollarından sana da bulaşır aşk yüreğini koyacak yer bulamazsın oralarda dokunma o ölü seninle kandı hayata İsa İnan 12122012 bu gün de kopmadı kıyamet dedikleri... |
Ne kulak bendeki de :)
Harika bir şiir yüreğinize sağlık. Yorum ve müzikle de farklı ve güzel bir tat sinmiş..
Sevgiler..