Yarı Uykulu İstanbul'da Sensizlik
Yarı Uykulu İstanbul’da Sensizlik
bu beyoğlu bu taksim hep böyle kıvrak arzulu sokakları elimdeki bira bardağına tav fahişe bakışlı ama beni ne istanbul’un kalabalık anlamsızlığı ne kederi doyumsuz ıslak kaldırımları korkutabilir sevgilim sensizliğimle başbaşayken hangi yalnızlık bu kadar korkunç olabilir evlere güleç bakışı horlanmış yarı uykulu artık bu şehrin asfalt satıcıları ezik duruşlu istekli kızları ve onca yoksul ve yoksun keşmekeşe umarsızca küstahlaşan lüks otelleriyle artık bu şehrin kaldırım şarkıcıları ... sevgilim... sensizlik düşlerimin geçemez kapısından bile soluk soluğa peşpeşe bendeki kaba boşluğuna sırıtkan halsiz yorgun yarı uykulu yedi tepe gönüller sultanı vefasız şairlerin umutsuz vakası martı sesli artist kız zamana hayırsız kollarında değil ruhum artık... kalabalığı kendinden emin caddelerine sığmıyor yalnızlığım ve olağan uğultusuyla taksim öyle akl-ı selim ki... beşiktaş iskelesi ve karşıda kadıköy sırtımı sıvazlayarak uğurluyorlar beni aşka senin aşkına senin sensizlik aşkın bu sevgilim... ’hoş hep istanbul’a uğurlanacak değiliz ya istanbul aşka yenik...’ üsküdar vapuru suskun üsküdar da suskun ve bu yıl bahara havalı girmemiş martılar harem yanı başında kız kulesi mazlumları ve mağdurları oynar gibi kirli bir sisi almışlar üzerlerine gri alaşımıyla hüzün demliyorum yüreğimde gözlerimin içinde alabildiğine erguvan ve lale çamlıca sırtlarına saçın serilmiş sanki... boğaz’da son vapur kanaatkar bir kabulle uğurlarken son yolcusunu ya beni kimler uğurlasın istanbul hoyrat kuzguni suskunluğuyla ağır ağır krallığını ilan ederken gece ayrılık yarı uykulu... Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |