GECEKONDU SAKİNLERİ
bata çıka yollar,
daralır daralır uzar, gecekondu semti işte, biraz arka mahalle. çatık kaşlar, kılıksız ama temiz insanlar, nasırlı avuçlar her yenigün umudu taşırlar. ışıkların ve yolların bittiği yerdedir, akşam çok erken iner fabrikaların ve bacaların dumanı siner, akşam çok erken iner. ekmeğin buğusu, biraz peynir belki zeytin, katığı yok yarına, didin babam didin. şehirde polis iter, konduda zabıta dikilir, şişman kravatlı amcalar arkalarında hayvanca sevinir. biraz kürt, biraz alevi, çok önemsemesede kravatlılar, korkuları vardır ki; bunlar EMEKÇİ... yani kalkmaya görsün ayağa, yani tutmasınlar kollarından birbirlerinin ne zabıta, ne polis zapteder mi? bunlar EMEKÇİ... yani alınteri, yani ezilen, sömürülen, savaşlara yollanan, yani yapan, kuran, yıkan, düşünen... dünya öküzün boynuzunda değil, dünya avuçlarında EMEKÇİNİN. hele birde gençleri vardır. ellerinde kitap, ellerinde kalem, ellerinde pankart, gün gelir bellerinde silah, ellerinde molotof tutuşturur geceyi... bitsin diye bu zulum bu saltanat... anaların yaşı dinsin, çocukların yüzü gülsün diye. ateşten koparıp aydınlığı sunacaklar birgün konduların üzerine. |
dünya avuçlarında EMEKÇİNİN.
güzeldi şiir ama bir yerine takıldım , ellerinde kalem kitap hatta pankart olsun da gençlerin bellerine silah koydukları o gün gelmesin, yakışmaz kalem tutan ellere silah naçizane... Yüregine sağlık, kutlarım yazan kalemini...