BURASI KARANLIK
burası çok karanlık
siyaha döndü güllerde; yapraksız, dalsız, çırılçıplak ah ne yazık yitip gitti ellerde, sonrası hep bir yalnızlık. kapatıp düşlere gözlerimi perdeleri çekip,pencereyi açıyorum, soluksuz dinliyorum akşamı ve hiçbir ses beklemiyorum üstelik. sonra damarlarıma karışıyor anason tadı kabuslara salıyorum kendimi karanlık çok karanlık kabuslara. umudum var üstelik, herşeye rağmen ama çok uzaklarda bir bulut gibi sinmiş bir dağ başına, çağırsam gelmez, gitsem kaybolurum; siyah beyaz resimler gibi sokak, bu mevsim kar çok karanlık. anlamını yitirmiş herşey yalancı bir kitap, kırılmış bir kalem, soğuk bir gülüş kalmış o kızın dudaklarında öpsem alıp götürecek bir rüzgar güneşi sonrası hep bir karanlık uzayıp uzayıp kalıcak bana. burası çok karanlık, gelmeyin yanıma, çığlığımı sormayın, kendi yıkılışımı onaylamaktayım, kendim yazmaktayım fermanımı, biliyorum; üzülerek biliyorum gelmeyeceğinizi ama bir vefa kalıntısı bile artık kurtaramaz beni. hem burası çok karanlık... |