akşam
Lambanın tam ortası varya
Oraya bakma her zaman şiseye yolu yok adaların Dalip gitmelerin Mesajların Yolu kesilir geceden Denizlerde yananların Sonu yok katil akşamın yine güvercinlerin uçmaya küskün siyah bir tülbent üstüme örtün Yavaş yavaş bir kamer gibi kapanıyor gök gözlerin vahşete dönüşürken duyguların yoruldukça aman bilmeyen karartı ruhları kemiren amansız acı derelerin yorgun alınları denizlere dökemiyor göz yaşını beli bükük işçinin yatağa dönmek istiyor yanı Ama iblisler havada Uyanıyorlar ağır ağır Ve kepenklerin tenteleri darbeleme uçar ışık gölgesinde fırtına ve rüzgar Sokakların kahpe ışıkları sabahlara yuvasını kazar hep bir biçimde uyanmaya hazır oysa hep çalıyor zaman gece mutfağında davet anlamına geliyor orkestraları horlamada tiyatroları havlıyor misafir odalarındaki hayelleri salıyorlar ateşkesmeyen hırsızların Seni benden çalıyorlar harmanla ruhum nadasa ayır nisanı namussuz akşama kulaklarını tıka hastanın ağrıya küsmüş olduğu zaman Karanlık gecede boğazımı sıkıyor binlerce sana giden yollar Hastanelerin bıktı ağrılarımdan Hatta en çok ta onlar var tanıdığım birde yuva sıcaklığı Ve hiç yaşamamışlığım! |
bir yudum sevgi bir yudum huzur bir yudum umut düşü yürekte ve her yenilgi agrıdır kabuk tutan yaralar törpülendikçe
güzeldi efendim ruhunuza saglık adı hüzünde olsa
selam saygılar