TERKEDİLDİMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Benim köyüm Malatya nın Hekimhan ilçesine bağlı Hasançelebi dir.
İki vadi arasında oldukça şirin bağ ve bahçeleri bol şimdilerde kaysıcılıkla geçinen şirin bir yerdir.Ben ortaokul sona kadar orada okudum.O zamanlar evler çatısız,hayvancılık ve bahçecilikle geçinirdi.Dut tan pekmez,pestil yapılır.Sabahları erkenden sürülerimiz yaylıma çıkar.Canlı bir yaşam vardı.Köyün ortasından geçen deremiz Ulu dereye katılır,balık,su yılanı,kurbağa ile dolu idi.Geceleri dam üstünde yatılır , çocukluk rüyalarımızı yıldızlar süslerdi.Şimdilerde ise artık hayvancılık yapılmıyor.Dut ağaçları nın çoğu kesılmiş.Dereler kurumuş.Gençler gelecek korkusu ile şehirlere dağılmış.Anlayacağınız doğa ,insan herşey,herkes biraz erezyona uğramış.Bende bu şiiri bu duygularla kaleme aldım.Şiirde adı geçen bazı terimleri ise aşağıda açıklıyorum. Uludere: Fırat a dökülen tohma çayının kolu. Yama : Köyümüzden görünen sıra dağların adı. Goskuç : Yer elması gibi bir yiyecek(başka yerde hiç görmedim.) Eşkın : Eşkimsi bir bitki.Almancası Rababa .Bizim köyün dışında almanya da gördüm. Köslü : Köyün hemen yanıbaşındaki dağın adı. Al karısı: Cadı.Kötülük yapan kadın.
Köyüm beni terketti.
Özlemim çok. Her yaz, her temmuz köyümden görünen Yama’nın aklığı, karı yok oldu, yok. Kirlendi. Yok oldu, bin bir hayallerimizle yıldızlar altındaki uçuşlarımız, gökyüzü,heyecan dama serilen yatak ve uykularımız. Bir ütopyaydı, al karısı, yıldızlarla birlikte kayan. Dili yok,seslenemez ben yok oldum neslim tükendi diyemez, Uludere balıkları. Tükeniştir, tüm ölümler, ayrılıklar gelmemek üzere çekip gider. Kaybolmuştur zenginlikler, ömrümüzden çalıp gider. Sürülerimizin sesiydi, rüyalarımızı bölen sabahın zili. Tan ağarırken, Karakaya’dan açılırdı kekliğin dili. Anlayamaz yitik şehirlerin kirli sularında yunan mahkum yaşamlar, balı, dutu,pekmezi gosguçu eşkını. Eğer arıyorsak kopmuş yaşamda elmadaki diş izlerini. Arzuluyorsak geçmişi bulamayız, binbir gece masallarındaki devin sakladığı hazineyi. Hüzünlü bir dönüştür geçmişe bakış. Bulamayız o yitik ülkeyi. Şimdi bu Köslü nün kekliği, kurdu, kuşunun Uludere nin ölü, balığı, suyılanı, kurbağasının Yama da yok olan temmuz karının nergizin, nevruzun bizimle hesaplaşmasıdır. Son bakışlardır bunlar O yitik yaşama. Terkedildim Yönümü kaybettim. Yanlız yaşamlara bakan gün ışığı da beni bıraktı. Anlatamam hüzünlerdeyim. Sevgilim beni terketti. Tutkular, sevgiler, hatıralar aşklarda fosilleşti. Kısaldım. 21.11.08 Toraman |
Hiç unutmam, her yazın gittiğimiz köyde ilk işimiz nerde düven var, hemen onun başına gider, düvene oturur, dön babam dön, ne kaygı var, ne de başka bir konu beynimizi yoran....
Güzeldi nostaljiye salınan yüreğinizini sesi.
Güzel şiirinizi ve yüreğinizi kutluyorum.
Saygılarımla....