GEÇİŞ
Geçtiğim yerlerden, geldiğim yere,
Bakınca dedim ki “buralar nere?” Eskimez yer imiş eskiye göre, …….Dünya ne verdiyse hep geri almış, …….Suyumuz çekilmiş, posamız kalmış. Açıl fersiz gözüm, can mumunu yak, Gönül aynasından kendine bir bak, Yüzünde çizgiler, saçlarında ak, …….Sahi bu ben miyim? Öflezik sönük, …….Ayağım çukurda mezara dönük. Gemiye; bir ömür bindi ve indi, Karaya yaklaştım, fırtına dindi, Mutsuzdum, mutluyum, mesudum şimdi, …….Önümde sükunet, geride linç var, …….Ölümden korkum yok, yalnız sevinç var. Azrail kapımı çaldı çalacak, Poşeti sıyırıp, canı alacak, Ardımda hiçliğin hiçi kalacak, …….Yokluk sepetimde yokluktur yüküm, …….Ezeli randevu; ne güzel hüküm. Tekliğe giderim garip başıma, Hiç kimse düşmesin değmez yasıma, Bu dem kemlik duymaz hasım hasıma, ……Kimde hakkım varsa bilin ki helal, ……Şahidimdir; Zül-Celali vel-Kemal. Diskete yükledik dini imanı Bir başka boyuta geçme zamanı, Öyle özledim ki canımın canı, …….Gel dersen bu gönül durmaz kafeste, …….Kaf’tan Kaf’a uçar bir tek nefeste. Huzuru Âli’den gelirse salâh, Kalbimde inşirah, yanında felâh, Ruhumu kaplarsa Cihetsiz ferâh, …….Yaralı kulunun seyri; SEYRULLAH, …….Derdinin devası, zevki; ZEVKULLAH. 16.02.2010…….Mustafa Yaralı |