Ben Var Sen Yok
Ben Var Sen Yok
göğe duyarlı sanırdım ellerinin dokunuşunu yanaklarıma sanki bana dokununca kanın bile mavi akardı içinde ’bana gök sana yer yeter’ derdin sen yağmurlu ben çamurlu her şeyi aşıp sıkı bir çıplaklıkta buluşmak dileğiyle gözlerimizi yumup dokunurduk ağaçlara yapraklar sen mi kokardı yoksa sen dediğin gibi ’tek gönül yaprağım mıydın? ...’ dallarında saçların kalan iğde ağacının akşam sefası dert oldu zamana benim zamanıma sen yoksan her saniye benim saniyem tüm ibreler akrep yelkovan benim sen yoksan yalnız zaman benim zamanınsa çerçeveli bir anlamı yok ıtır kokulu bir gitmek gibi sanki ölmek biçimsiz bana son bakışından kalan fedakarlığa küsmedim bir bir de iğde ağacının akşam sefasına dallarında saçların kalan... zaman küçüldü sen büyüdün içime işledi son bakışın hayatındım iğde ağacını sevme felsefen ve hiçbir akşamın sefası yok artık ellerimde tel tel saçlarının gün rengi kokusu ihtiyar iğde ağacına koşup koşup ağlamak yok... sadece zamanın benimle de değil benim olması var her şeyiyle zamanınsa çerçeveli bir anlamı yok evler caddeler ve sokaklar uzay boşluğu insanlar uzak yıldızlar gezegenler gibi kayıp giderken bir boşluktan başka bir boşluğa iğde ağacına sevgiyle sarılan saçlarının gün rengi elalığı kokusu yok... ’zamanımı banıyorum ya yokluğuna aynı dediğin gibi bilsen sen mavi ben kahverengi sen yağmur ben çamur sen gök ben yer ve içime işleyen son bakışındaki fedakarlık ben var sen yok... çok eski.... çok... kağan işçen/Ocak-2010 Kağan İşçen |