Ömür Yeşertisi
Ömür Yeşertisi
her gidişe atılan ayağım sever damarından kesik can kaybediyor dönüşler sesime talan vuran haydutlar var atları şiir onların çocuk binicileri şarkı söyleyip ıslık çalarlar arkalarından bakarım hüzün ustasıyım gülüş acemisi güneşe sırtını dönen, iç yolu kırık bir yol kenarı sırtımdaki bilmecemde soğuyor kahramanlarım ceketimi otogarlara asıyorum yolcuları ürperten rüzgarım hayli zamandır otobüsün yorgun yanında uyuyorum nice yolculuktur mavi terdir yüzümü yasladığım büyük sözlerimi söylediğim magmayı avuçlarından öptüğüm o yerde şimdi boğazım yanıyor kardan bir atkı sarıyorum boynuma sesim üşüsün göz kapaklarımda terk edilmiş yüz izleri otobüs camları sandık olmuş gitmelerin sisine çürüyen ciğerleri var otobüs perdelerinin günlerdir sararıyor yol kenarlarını süpürmekten akşam güneşi alnımda çürüyor günlerdir geçtiğim köy mezarlıklarını sayıyorum bana yer yok bilesin ben her kentin otogarında sana sarılırken görüyorlar yazlık sinemaları dolduran sararmış yaprağım ben bin bir renkte geçen bir mevsim adıymış kendimi kurban ettiğim çöplüğünde ölmek için gidilmedik kentler arıyorum kulağımda uğurlamalar var üç kat kefenli çocuk tarafımı ısıtmıyorum ısıtmıyorum inatla insan yeterince üşüdüğünde kendi masalını da vururmuş takvimlerden biliyorum ama yetmiyor bilgelik bir ömrü yeniden yeşertmeye K.Y. |
gülüş acemisi......
ılık ılık
bir şiir
ve yalnızlıktan koca bir gül.....